21 Aralık 2012
Tuval üzerine yağlıboya, 130,8 x 98,5 cm
XIV. Louis’nin –ikinci adı Dieudonné (“Tanrı vergisi”), Tanrı’nın ona bahşettiği statüye gönderme yapıyordu– doğduğu 1638 yılı, son derece dindar Avusturyalı Anne’ın desteklediği annelik tapınmasının yaygınlaşmasına tanık olmuştu: Bu tapınmanın nedeni, Anne’ın Fransız tahtı için bir vâris dünyaya getirmiş olması mucizesiydi.
Simon François de Tours (1606-1671), günümüzde Sens’taki Piskoposluk Sarayı’nda bulunan alegorik resimde kraliçeyi Bakire Meryem, küçük XIV. Louis’yi ise bebek İsa şeklinde resmetmişti. Kundakta çocuk resimlerine, halk büyük bir ilgi gösteriyordu. Kundaklama, neredeyse doğumdan hemen sonra başlıyordu: Ebeler, yeni doğan bebeklerin kollarını iki yanları boyunca aşağı doğru, bacaklarını düz, başlarını ise gövdeleriyle hizalı tutuyor, sonra onları kundak bezleriyle sıkı sıkıya bağlıyorlardı; bu onları sağlam şekilde tutuyor, şoklardan ve soğuktan koruyordu. Bu bebek en çok iki aylık olmalıdır; o yaşta kollar serbest tutuluyordu. Hekimler ancak 18. yüzyılda kundak bezlerinin düzgün duruş elde etme için gereksiz olduğunu fark etmeye başladılar.
1762’de, Émile kitabında, Rousseau özgürlüğün erdemlerini yüceltiyordu: “Başlığa, kundak sargısına gerek yok; kundak bezleri gevşek, kol ve bacaklar serbest olmalı [...] bırakın çocuk özgürce gelişsin, küçük kol ve bacaklarını uzatsın, gün be gün kol ve bacakların düzgün geliştiğini göreceksiniz”. İlginç olan, sanatçının resmin orijinalinde papağanı tuvalin iyice sağına resmetmiş, sonra bir “pentimento” (değişiklik) ile papağanı biraz daha sola hareket ettirmiş olmasıdır. Malzeme, dikilerek birbirine tutturulmuş çeşitli tuval parçalarından yapılmıştır; bu, Rubens gibi son derece saygı gören ressamlar arasında bile yaygın bir uygulamadır.
Yannick Vu
Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda bugüne kadar Pera Müzesi’nin ikinci katındaki sergilerde de yer almış iki çocuk portresi bulunmaktadır. 20. yüzyıl başlarında, 4 yıl arayla yapılmış bu resimlerdeki çocuklardan biri Sultan Abdülhamid’in oğullarından Şehzade Abdürrahim Efendi, diğeri ise Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı’dır.
Yves Klein’ın mavi pigmentlerini akla getiren bir rengin perdeyi boylu boyunca kapladığını düşünün. Neredeyse 80 dakika boyunca mavinin tonlarında en ufak bir oynama olmasa bile, zihnimiz durduğu yerde durmuyor. Sabit bir maviliğe ne kadar uzun süre bakabiliriz? Mavi tonlar titreyerek, kendi gölgelerini yaratarak bize oyunlar oynamaz mı? Maviden gözlerimiz kamaşmaz mı?
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)