30 Mayıs Salı Ziyaret Saatleri: 10.00 - 19.00
Bu derleme, 1910'ların başlarındaki hakim sinema izleme deneyimine benzeyecek şekilde hazırlandı: bir komediyle başlar, ardından kurmaca türünde veya kurmaca olmayan kısa filmler ve bir uzun metrajlı film gösterilir ve genellikle kısa bir komediyle sona ererdi.
Kahve Molası ve Ağırlık ve Ölçü Sanatı sergilerini gezen katılımcılar çini ve seramiklerin tekrarlayan, simetrik ve süslü motifleriyle, kurşun ağırlık ve kil tabletlerin üzerindeki sembolleri keşfediyor. Çocuklar; seramik hamuru ve desen oklavaları ile oluşturdukları tasarımlarına boyut katıyor.
Pera Klasikleri, Haziran ayında “Bir Yaz Akşamı” temalı konserle devam ediyor. Bu konser için özel olarak bir araya gelen “Pera Kuartet” flütlü dörtlüsü, Pera Müzesi dinleyicileri için J. Pachelbel, J.S. Bach, W.A. Mozart, F. Schubert, G. Bizet ve F. Devienne seslendiriyor.
Pera Müzesi, Özcan Ertek'in Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu'ndan esinlenerek hazırladığı Akustik Ufuk başlıklı interaktif ses yerleştirmesini sunuyor. Yerleştirme, elektronik bir pusula aracılığıyla, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar sergisindeki resimlerden esinlenerek üretilen ses manzaralarını çalan bir enstrümana dönüşüyor.
Pera Müzesi’nde sergilenen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nda görebileceğiniz eserlerde, seramik geleneksel olarak işlevsel ya da dekoratif nesneler için kullanılsa da, son dönemde güncel sanatçıların da odağına aldığı bir malzeme haline geldi.
Küratörlüğünü Alistair Hicks'in üstlendiği sergi, Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi, Rego’nun kişisel doğasını ve kök saldığı sosyo-politik bağlamı sergilemekten korkmadan; baskı, iktidar ve kurumsal şiddet ile özgün bir biçimde nasıl yüzleştiğini gösteriyor. Kadınların temsil edilme biçiminde devrim yaratan sanatçının eserlerini Alistair Hicks anlatıyor.
Pera Müzesi kuruluşundan bu yana, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda yer alan yapıtlarıyla, Osman Hamdi Bey’in tutkunu olduğu resim sanatıyla ilişkisinin farklı yönlerini sergileyen örnekler sunuyor.
Gérôme, günümüzde Oryantalist sanat düşünüldüğünde, ilk akla gelen isimlerden biridir. Akademik resmin en ateşli savunucularından olan Gérôme, İzlenimcilik gibi modern akımlara karşı kişisel bir savaş yürütmüştür.
1 Mayıs 1906 tarihinde Paris Grand Palais’de açılan Salon sergisinde bir Osmanlı ressamının da eseri yer almıştı. Bu, Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” ismiyle tanınmış olan resmiydi. Serginin Ludovic Baschet direktörlüğünde yayınlanmış olan kataloğunun resim kısmında 1734 eser, heykel başlığı altındaysa 845 eser yer alıyordu.
Sergi kapsamında hazırlanan yayın, Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler tarafından yazılan küratör metninin yanı sıra, sanatçıların işlerinden ilhamla sergide değinilen konular hakkında çalışan, araştıran, düşünen veya kurmacalar yaratan 7 farklı akademisyen, araştırmacı ve edebiyatçının katalog için kaleme aldığı metinlerle zenginleşiyor.
Sergiye eşlik eden yayında küratör Alistair Hicks’in “Hiçbir Hikâye Tek Başına Hikâyeyi Anlatmaz” başlıklı metninin yanı sıra sanatçı Leylâ Gediz’in Rego’nun yapıtlarını kişisel bir perspektiften ele aldığı yazısı, Jan Dalley’nin Rego’nun Türk Hamamı başlıklı eserine odaklandığı metni ve Ben Eastham ile Helen Graham’ın Rego ile gerçekleştirdiği bir röportaj yer alıyor.
Cambridge’de açtığı ilk kişisel sergisini İstanbul, Ankara, Londra ve Edinburgh sergileri izlemiştir. Yıldız Moran, ışığı büyük bir ustalıkla kullanarak elde ettiği teknik başarısının ötesinde; ruhunu, aklını, kalbini yani kendini de katarak görüntünün izini derinleştirebilmiş bir fotoğrafçıdır.