3 Şubat Cuma Ziyaret Saatleri: 10.00 - 22.00 Bugün 18.00'den sonra ücretsiz.
İstanbul'a yeni gelen bir Fransız, gizemli bir kadınla tanışır. Kadının isminin gerçekte ne olduğu, nerede yaşadığı, İstanbul'da ne yaptığı, Doğulu mu Batılı mı olduğu belli değildir. Adam, en az kendisi kadar gizemli ve tekinsiz lstanbul'u birlikte dolaştığı bu kadının çekimine kapılır. ilişkiye girerler. Fakat sonra kadın ortadan kaybolur ve adam umutsuzca onun izini sürdükçe, içinden çıkılmaz bir labirente dalar.
İstanbul’un bugününe katmanlı ve yenilikçi bir bakış oluşturma umuduyla şekillenen, eş zamanlı deneyimlenen çeşitli İstanbullardan güncel görsel anlatıları bir araya getiren fotoğraf sergisi Zamane İstanbulları, Serdar Darendeliler ve Refik Akyüz’ün küratörlüğünde belli başlı temalar altında kentten kesitler sunuyor.
Sanatçı Paulo Rego’nun rengârenk, canlı ve muzip karakterleri kendine has kompozisyonlarla bir araya getirdiği eserleri, rehberli tur eşliğinde inceleyen çocuklar, atölyede bu eserlerden ilhamla diorama tasarımı yapıyor.
Kişisel olan birçok film vardır elbette, fakat Güneş Sonrası onlardan da daha şahsi bir hikâye. Kastetmek istediğim şey, ekranda karşınıza çıkacak 145.440 karede mevcut. Filmin kurgu olduğu su götürmez bir gerçek. Ne var ki içinde bana ait olan bir hakikat var; bana ait olan bir sevgi.
Gérôme, günümüzde Oryantalist sanat düşünüldüğünde, ilk akla gelen isimlerden biridir. Akademik resmin en ateşli savunucularından olan Gérôme, İzlenimcilik gibi modern akımlara karşı kişisel bir savaş yürütmüştür.
1 Mayıs 1906 tarihinde Paris Grand Palais’de açılan Salon sergisinde bir Osmanlı ressamının da eseri yer almıştı. Bu, Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” ismiyle tanınmış olan resmiydi. Serginin Ludovic Baschet direktörlüğünde yayınlanmış olan kataloğunun resim kısmında 1734 eser, heykel başlığı altındaysa 845 eser yer alıyordu.
Sergi kapsamında hazırlanan yayın, Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler tarafından yazılan küratör metninin yanı sıra, sanatçıların işlerinden ilhamla sergide değinilen konular hakkında çalışan, araştıran, düşünen veya kurmacalar yaratan 7 farklı akademisyen, araştırmacı ve edebiyatçının katalog için kaleme aldığı metinlerle zenginleşiyor.
Sergiye eşlik eden yayında küratör Alistair Hicks’in “Hiçbir Hikâye Tek Başına Hikâyeyi Anlatmaz” başlıklı metninin yanı sıra sanatçı Leylâ Gediz’in Rego’nun yapıtlarını kişisel bir perspektiften ele aldığı yazısı, Jan Dalley’nin Rego’nun Türk Hamamı başlıklı eserine odaklandığı metni ve Ben Eastham ile Helen Graham’ın Rego ile gerçekleştirdiği bir röportaj yer alıyor.
Cambridge’de açtığı ilk kişisel sergisini İstanbul, Ankara, Londra ve Edinburgh sergileri izlemiştir. Yıldız Moran, ışığı büyük bir ustalıkla kullanarak elde ettiği teknik başarısının ötesinde; ruhunu, aklını, kalbini yani kendini de katarak görüntünün izini derinleştirebilmiş bir fotoğrafçıdır.