10 Aralık Pazar Ziyaret Saatleri: 12.00 - 18.00
Antropolog ve yönetmen Jean Rouch ile sosyolog Edgar Morin’in birlikte çektiği öncü belgesel, cinéma vérité akımının ilk örneklerindendir. Film, Rouch ve Morin'in insanların kamera karşısında içten davranıp davranamayacaklarını tartışmalarıyla başlar.
Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nu oluşturan Suna Kıraç’ın anısına düzenlenen ve küratörlüğünü Ulya Soley’in üstlendiği sergide güncel yapıtlara ilham veren koleksiyondan bir seçki de her bölümle ilişkili olarak sergiye dağılıyor. Sergi kapsamında küratör Ulya Soley’in anlatımı ile sınırlı sayıda katılımcıya sergi turu düzenleniyor.
Çok dilli ve kültürlü bir aile ve coğrafyanın içinden gelen Etel Adnan, doğumundan bugüne kadar hiçbir yere ait olmamış ve bulunduğu çeşitli coğrafyaları sanatına konu edinmiştir. Evi bildiği ya da bilmek istediği yerler savaşlarla yıkılmış, değişmiştir. Onun için eve dönmek imkansızdır ancak inceleyen gözün ürettiği sanat her şeyi mümkün kılan değil midir?
Atölye, ilhamını Gelecek Hatıraları’nın kavramsal yola çıkış noktalarından, "Gelecek, geçmişte biriktirilen tanıdık nesneler aracılığıyla hatırlanabilir mi?" sorusundan alıyor. Katılımcılar, cam şişeleri form güçlendirme, giydirme ve renklendirme çalışmaları ile yeniden yorumluyor. İleri dönüşüm ve papier-mâché (kağıt hamuru) tekniklerinin kullanıldığı atölyede, şişeler yeni doku ve biçimler kazanıyor.
Pera Müzesi’nde sergilenen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nda görebileceğiniz eserlerde, seramik geleneksel olarak işlevsel ya da dekoratif nesneler için kullanılsa da, son dönemde güncel sanatçıların da odağına aldığı bir malzeme haline geldi.
Cezayir Savaşı'ndan kısa bir süre sonra 1962 baharında Paris sokaklarında çekilen film, kent sakinleriyle yapılan bir dizi sokak röportajından oluşuyor. İnsanların dönemin sosyal ve siyasi meselelerine karşı tutumunu mercek altına alıyor.
“Bir Arada”nın yıl sonu konserinde, multi-enstrümantalist, şarkıcı ve şarkı yazarı Dilan Balkay sahne alıyor. Dokuz yaşından bu yana trompet çalan ve Türkiye’de pek çok önemli sanatçının sahnesinde yer alan Balkay’ın konserine, müzikal kariyerine koristlikle başlayan ve alternatif müzik sahnesinin genç vokallerinden Billur Battal konuk oluyor.
Isabel Muñoz, dünyanın çeşitli coğrafyalarından insanları ve kültürleri konu alan etkileyici monokromatik portreleriyle tanınan İspanyol bir fotoğrafçı. Bana göre Muñoz'un fotoğraflarının uluslararası alanda bu denli önem taşımasının başlıca nedeni, özellikle farklı kültürlerin doğasını ve estetiğini yansıtmak üzere çektiği portrelerinde kendini gösteren olağanüstü yeteneği.
Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.
Pera Müzesi, Meditopia iş birliğiyle hazırlanan, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar sergisindeki panoramik bir eserden ilham alan benzersiz dijital bir deneyim sunuyor. Antoine de Favray'nin 1770-1773 yılları arasında tuval üzerine yağlıboya ile resmettiği “İstanbul Panoraması”nı bilinçli farkındalıkla deneyimlemeye alan açan video, sanatın ve zihinsel deneyimin gücünü bir araya getiriyor.
Gelecek Hatıraları sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkarak arşive gelecek-yönelimli bir bakış açışıyla yaklaşıyor. Sergiye eşlik eden yayında, küratör Ulya Soley’in kaleme aldığı kapsamlı metnin yanı sıra Glenn Adamson’ın "Yarınlar Ülkesinde Seramik” başlıklı, seramiklerin kökenlerine dair bilgilere ışık tutan metni yer alıyor.
Katalog, panoramik mecraya ve İstanbul'un bu mecra içindeki yerini tarihsel bir çerçeveye yerleştirme çabası açısından sergiyi takip ediyor. Kitapta, küratörlerin panorama tarihine olan yaklaşımlarını aktardıkları girişin ardından, bu tarihe ve İstanbul’un bu tarihteki rolüne odaklanan yedi makale yer alıyor.
Sergiye eşlik eden yayında İspanya’nın Türkiye Büyükelçisi ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı sunuşlarıyla birlikte küratör François Cheval’in kapsamlı metni, Yekhan Pınarlıgil’in fotoğraf pratiğinin ışıkla ilişkisi ve sanatçının arkeolojik alanları ele alışında hafızanın rolüne dair kaleme aldığı yazısı ve Merve Akar Akgün’ün sanatçıyla gerçekleştirdiği bir söyleşi yer alıyor.