SAMİH RİFAT
“Çok İş Var Yapacak”

fotoğraflar, filmler, çizimler, şiirler, defterler, kitaplar ve müzik…

20 Mart - 17 Ağustos 2025

Fotoğrafları, çevirileri, belgeselleri ve yazılarıyla tanıdığımız, kültür dünyasının önemli isimlerinden Samih Rifat’ın, “bir sanat ve düşünce eylemi” olarak tanımlayabileceğimiz, etik ve estetikten ödün vermeyen üretimlerinden yola çıkarak yaratma sürecini açmayı ve erken kaybettiğimiz, gerçek bir "hezârfen"i anlamayı amaçlayan bir sergi “Çok İş Var Yapacak”.

Hem Batı’nın hem Anadolu’nun sanat ve düşünce mirasından beslenen, geniş ilgi alanlarıyla yetkin bir kültür insanı olan Samih Rifat, farklı uğraşlarını kendi estetik doğrultusu ve ahengiyle bütünleyici araçlar olarak kullanırdı. Çalışmalarındaki yapılandırma yeteneği ve denge duygusunda eğitimini aldığı mimarlığın izleri görülse de –kısa dönem restoratörlüğü dışında– hiç mimarlık yapmadı. 

Yaptığı işler içinde kendine en yakın bulduğu fotoğrafçılıktı; fotoğraf sanatçısı değil fotoğrafçı nitelemesini tercih ederdi. Dergilerde yayınlansın, yazılara eşlik etsin, kitaplarda kullanılsın istedi fotoğrafları, sergilemeyi hiç düşünmedi, sergi açmadı. 80’li yılların başından itibaren, çeşitli dergilerde fotoğrafla, fotoğrafçılarla, fotoğraf kitapları ve sergileriyle ilgili yazıları yayımlandı; fotoğrafın bazı isimlerine ve kimi fotoğraf yazılarına yer verdiği Akla Kara Arası adlı kitabı ise 2002 yılında çıktı. 

Belgeseller çekti çeşitli konularda. TRT için yaptığı “Simurg-Gerçeğin Peşinde Otuz Yolcu”, 15 bölümde sanatçı ve bilim insanlarını bir araya getiren en önemli belgesel dizilerinden biri oldu. 

Erken yaşlarda çeviri yapmaya başlayan Rifat ilk çevirilerini Yazko çeviri dergisinde yayımladı. Dillere, Türkçeye olan tutkusunun, Türk Dil Kurumu kurucularından dedesi Samih Rifat Bey ve Türk şiirinin ustalarından babası Oktay Rifat’dan geldiğini söyleyebiliriz. 

Kendine yakın bulduğu yazarları, kitapları çevirdi, günümüzde pek az rastlanan bir titizlikle yaptı eşsiz çevirilerini. Bizans ozanlarından, filozoflarından çağdaş Fransız şairlerine, pek çok metni ustaca aktardı Türkçeye. Antik dünyaya olan merakı yüzünden son yıllarda eski Yunanca öğrenmeye başlamıştı. “Çevirdiği şairlerin, filozofların sözcüklerindeki sesi, tınıyı duymak ve okurlara duyurabilmek için” diyordu Ferit Edgü. 

Yayın dünyası içinde sadece çevirmen olarak değil, yazar, danışman ve yayın yönetmeni olarak da yer aldı. Ölümünden sonra yayımlanan Çocuğu Anlat Bana Samih Rifat’ın ilk ve tek şiir kitabı.Bir diğer kitabı olan Ada ise çocukluğuna dair incelikli, kısa metinlerden oluşuyor. 

2007 yılında kaybettiğimiz, şiirsel yaratıcılığı ve ince zevki yaptığı her işte kendini gösteren, öncülük ettiği pek çok projede farklı geleneklerle değerbilirlik üzerinden ilişki kuran, işbirliği ve dostluğu ustaca bir araya getiren Samih Rifat’ın fotoğrafları, kitapları, kimi defterleri, çizimleri ve belgesellerinin yer aldığı sergi, sanat ve düşünce hayatının tam ortasında yer almış “alçak gönüllü bir aydın” portresi olmasının yanısıra, kültür-sanat dünyasının bir dönemine de ışık tutuyor. 

SAMİH RİFAT <br> “Çok İş Var Yapacak”

SAMİH RİFAT
“Çok İş Var Yapacak”

Samih Rifat, Çok İş Var Yapacak, fotoğrafları, çevirileri, belgeselleri ve yazılarıyla tanıdığımız, kültür dünyasının önemli isimlerinden Samih Rifat’ın, “bir sanat ve düşünce eylemi” olarak tanımlayabileceğimiz, etik ve estetikten ödün vermeyen üretimlerinden yola çıkarak, yaratma sürecini açmayı ve erken kaybettiğimiz, bu “bin sanatlı” aydını anlamayı amaçlayan bir sergi.

İzler ve Yansımalar

“İzler ve Yansımalar” atölye programı, Samih Rifat’ın özgün üslubu ile kent ve insan gözlemlerinden yola çıkarak desen, renk, form ve anlatıma odaklanan, farklı yaş gruplarına yönelik hem çevrimiçi hem yüz yüze gerçekleşen yaratıcı sergi turları ve ilham dolu atölyeler sunuyor.

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris). 

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu <br>  Işın Beril Tetik

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu
Işın Beril Tetik

Ela bir yıl önce, yedi dakikalığına ölmüştü. Küçük kardeşinin parktaki kum havuzunun içinde neşeyle oyun oynayışını seyrederken gelmişti ölüm ona. Tüm dünyasını bembeyaz yakıcı bir ışıkla kaplayan ani bir ışıma, bir canavarın kükreyişini andıran zalim bir gümbürtü… 

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor!