Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!

28 Ekim 2015

1928 yılında Cumhuriyet Anıtı'nın açılışı - Benoît Hamet
          1928 yılında Cumhuriyet Anıtı'nın açılışı - Benoît Hamet


Sanatçı Benoît Hamet, bu yıl 10. yaşını kutlayan Pera Müzesi’nin koleksiyonlarından öne çıkan eserleri yeniden yorumluyor. Hamet, hem gerçek hem kurgusal “tarihi” olaylara mizahi bir bakış sunuyor.

Taksim’in “meydan” karakterini kazanması Cumhuriyet döneminin başlarında gerçekleşmiştir. Bu dönüşümün en anlamlı öğesi ise kuşkusuz İtalyan heykeltraş Pietro Canonica’nın yaptığı, 1928’de açılan Cumhuriyet Anıtı’dır. Selçuklu ve klasik Osmanlı ayrıntılarıyla “I. Ulusal Mimarlık Üslubu”nu yansıtan anıtın güney ve kuzey yönlerinde iki heykel gurubu yer alır.

Hamet bu sefer de Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndaki Salahaddin Giz imzalı fotoğraftan ilham alıyor. Hazırladığı çizimde, Taksim Meydanı’nda bulunan Cumhuriyet Anıtı’nın açılışı esnasında, hep beraber poz veren kalabalığı ve arkada da Cumhuriyet Anıtı’nı görüyoruz.

Benoît Hamet, 1984 yılında Fransa’da doğdu. İllüstrasyon ve Çizgi Roman üzerine Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Angoulême Sanat Okulu ve Poitier’s Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek Lisans eğitiminin bir yılını Erasmus bursu ile gittiği Bologna Güzel Sanatlar Akademisi’nde sürdürdü. Mezuniyetinin ardından Angoulême’de çalışmalarına devam etti ve çeşitli Fransız yayınevleri için illüstrasyonlar yaptı. Sanatçı İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.

Konstantinopolis’te Mucizevi Şifalar

Konstantinopolis’te Mucizevi Şifalar

Göz kamaştırıcı güzellikleriyle Konstantinopolis’in ihtişamını yaratan kutsal mekânlar, aynı zamanda değerli röliklerin saklandığı yerlerdi ve bu nedenle şifa kaynaklarıydı. 

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.