Horror Vacui ya da Boşluk Korkusu
Alejandro Almanza Pereda

29 Eylül 2017

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı. Müzede 17 sanatçının eserleri yer aldı.

Alejandro Almanza Pereda, herkesi etkisi altına alan serisinden bir eseri müzeye bağışladı. “Boşluk Korkusu” müzenin en çok fotoğraflanan eserlerinden.

15. İstanbul Bienali

18. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar, Romantik manzara resimleri hayli revaçtaydı. Çayırlar, sarp kayalıklar veya şelaleler gibi doğal coğrafi manzaraların resmedildiği bu tür yapıtlar, genellikle vatanseverlik aşılayarak yeni ortaya çıkan devletlerin veya ülkelerin ulusal kimliklerini pekiştirmeyi amaçlıyordu. Yirminci yüzyılda yeniden üretim teknolojilerinin ve ucuz vasıflı emeğin ortaya çıkışıyla birlikte manzara ve janr resimleri ucuza üretilir hale geldi. Geçmiş onyıllara ait, kim tarafından yapıldığı bilinmeyen çeşitli tarzlardaki resimler, bugün bitpazarlarında veya yardım amacıyla kurulan mağazalarda yaygın bir şekilde satılıyor. Bir zamanlar sanatsal nitelikleriyle takdir gören bu resimler şimdi çoğunlukla atılacak veya sanat değeri taşımayan şeyler gibi elden çıkarılıyor.

Alejandro Almanza Pereda, Horror Vacui (Boşluk Korkusu, 2010–17) başlıklı serisinde, İstanbul’da arayıp bulduğu Romantik tarzda yapılmış manzara ve janr resimlerini kullanıyor. Duvarda asılı olan her resmin üzerine, görüntüyü kısmen kapatan, bu yüzden sanki resim duvara değil de duvar resmin üzerine asılıymış izlenimi uyandıran bir beton parçası yapıştırılmış. Daha sonra resmin ve asılı olduğu duvarın üzerine sıvı beton sıçratılmış. Ortaya çıkan manzara, sanki yirminci yüzyıla ait bir küçük burjuva evinin inşaat sırasında kazara berbat olmuş iç kısmı. Pereda’nın yapıtı, inşa ederken yıkıma da yol açabilen entropik güçlerin bir alegorisi olarak da görülebilir. Almanza Pereda, beton gibi bir inşaat malzemesini dış alan manzaralarıyla karşı karşıya getirerek insan eliyle gerçekleştirilen inşaatlardaki boşluk doldurma süreçlerine dikkat çekiyor. Seriye adını veren “horror vacui”–“boş alan korkusu ya da antipatisi”– bir resim düzleminin negatif boşluklarını detaylarla doldurmaya dayalı geleneksel bir görsel tekniktir.

15. İstanbul Bienali

Enstalasyonda, insanların coğrafyayı kendi isteklerine göre durmadan ve aşındırarak biçimlendirmelerinin karşısına pastoral bir doğa manzarası konuyor. Pereda’nın yapıtı aynı zamanda tarihin üzerinin örtülmesine, değerlerin bir dönemden diğerine aktarılışına ve bir zamanlar tutku uyandıran elle yapılmış resimden bugün büyük maliyetlerle çağdaş, minimal iç mekân “tasarım”larında kullanılan betona kadar –oysa bir zamanlar ucuz olması ve inşaatta sağladığı kolaylık nedeniyle tercih ediliyordu–beğenilerdeki değişimlere işaret ediyor. Belki bu sonuncusu da bir gün unutulup gidecek.

Birbirini anlamak mümkün mü? <br>  Berlinde De Bruyckere

Birbirini anlamak mümkün mü?
Berlinde De Bruyckere

İki insan figüründen oluşan heykelde, figürler sanki aralarında fısıldaşıyormuş gibi, birbirine dolanmış ya da iyice eğilmiş halde, başlarından aşağı sarkan çiçek desenli bir battaniyenin altında dikilmektedir. 

Hafıza ve Şimdi, Kumaşlarda! <br>  Gözde İlkin

Hafıza ve Şimdi, Kumaşlarda!
Gözde İlkin

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!

“Bedenim benim heykelimdir”  <br> Louise Bourgeois

“Bedenim benim heykelimdir”
Louise Bourgeois

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!