10 Haziran 2015
“Şeylerin Hakkımızda Söyledikleri”, 2002. Sırlı seramik. Leeds Müzesi ve Galerileri Koleksiyonu.
Grayson Perry: Küçük Farklılıklar kapsamında sergilenen eserlerden biri Şeylerin Hakkımızda Söyledikleri adlı seramik bir parça. Grayson Perry bu çömlekte cansız nesnelerin, özellikle de alışveriş merkezlerinden satın aldığımız nesnelerin, kanepelerin, meyve suyu sıkacaklarının ve pahalı temizlik araçlarının dile gelip, hakkımızda tam olarak ne düşündüklerini bize söylediklerini hayal ediyor. Tüketimci kültürü eleştiren bu eserden yola çıkarak Harun Çırak’tan bu şeylerin neler söylediklerini, nasıl söylendiklerini hayal etmesini istedik. Dört bölümlük “Söylenen Şeyler” yazı serisinin ikinci bölümde evin portmantosunda yolları kesişen eşyaların dedikodusuna kulak misafiri oluyoruz…
Söylenen Şeyler: Portmantoda Olağan Dedikodular
“Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat!”
“Dur bi’ dalga geçme allasen. Oda oda dolaşmaktan başım döndü zaten.”
“Ne dalgası ayol, sosyete evinde yaşayan sensin. Senin yediğin içtiğinin üzerine var mı?”
“Bak hâlâ…”
“Al yeminle, dalga geçiyorsam on yıllık ekranım çatlasın, tuşlarım dökülsün! Salıdan salıya gecekondudan çıkıp geliyorum şuraya. Onda da beni portmantoya koyup temizliğe dalıyor benimki. Kırk yılda bir şerefsiz kocası arayacak da, elinde evi dolaşacağım. Sen olmasan sıkıntıdan ölürüm valla burada!”
“Aman sen de! Bütün gün fıldır fıldır dolaşıyorsun zaten. Dolaşmaya ne meraklıymışsın.”
“Evde dolaşmak bahane şekerim, asıl mesele iki çift laf edip, yeni havadisleri dinlemekte.”
“Bu gece eşya toplantısı var, katıl sen de.”
“Benimki hayatta unutmaz beni, malına çok düşkündür.”
“Ay o hoyrat şıllık biraz da bana düşkün olsa ya; bir gün ya hortumumu sökecek ya da motorumu bozacak valla. Zaten sağımı solumu mobilyalara çarpıp durdu yine.”
“Kendi malı olmadığından hoyrattır… Evindeki üç kuruşluk eşyalarına nasıl kıymet veriyor o varoş gülü, bir bilsen. Zaten seninkileri kıskançlığından çatlayacak bi’ gün.”
“O niyeymiş ki?”
“Niyesi var mı ayol, ev yayla gibi. Direkt Japon işi elektronik eşyalar, araba Alman teknolojisi, halılar İran, mobilyalar İtalyan…”
“Gözleri doymuyor, gözleri! Ha bire yeni eşya alıp duruyorlar. Kullansalar ne âlâ. Aramızda kalsın, geçen ay katı meyve sıkacağı aldılar dedim ya; aleti bir hafta kullandılar kullanmadılar, tak!”
“Ay n’oldu?”
“N’olacak mutfak dolabına tıkıştırıverdiler.”
“Hadi ya, ne halt yemiş?”
“Bunlar için bi’ halt yemesine gerek mi var! Çalışırken sesi gayet sağlıklı geliyordu. Bildiğin gösteriş budalaları işte, bir haftada heveslerini almışlar.”
“O da pek bi’ havalara girdi diyordun.”
“Girse n’olur işte, sonu belli…”
“Senden vazgeçmesinler de!”
“Belli olmaz bunlara. Garanti sürem çoktan doldu. Motorumda da ara ara sıkıntı hissediyorum. Ay midem bulanıyor resmen. Ne pislik çıktı gene bir bilsen…”
“Pasaklılar biliyorum. Benimki kocasıyla konuşurken söylüyor hep.”
“Bu ses ne?”
“…”
“Seninki bir şey kırmış olmasın?”
“Ses holden geldi sanki.”
“Hah, gitti valla yeni aldıkları çömlek. Sanat eseriymiş, resmen bir daire parası saymışlar.”
“Hadi ya! Geliyor benimki, yüzü beş karış. Dediğin gibi, kesin değerli bir şey kırmış.”
“Ay bana yine iş çıkardı beceriksiz karı!”
“Aman kuzum, sık dişini biraz.”
“Offf götürüyor valla; şimdi bunun kırıkları da sivri sivridir.”
Yazar hakkında
Harun Çırak, ODTÜ Maden Mühendisliği’nden atıldıktan sonra, aynı üniversitenin Eşek Bağlasan Okur Bölümü’nden mezun oldu. Boğaziçi Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisansı’nı boşlamaya hak kazanıp İstanbul’a geldi. İş görüşmesi yapan dekanın anlık gafletinden faydalanan Çırak, 1999-2003 yılları arasında Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Bu süreçte tezini bırakıp, Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Yüksek Lisans Programı’na kaydoldu. Orada da kaybolup akademik camiayı terk ettikten sonra, çeşitli dergi ve gazeteler için makaleler yazdı. Popüler inceleme kitabı olan Kadınlar Ne İster (2006) ve öykülerden oluşan Karanlık Karnaval’ı (2006) yayınlattı. İngilizceden çevirdiği Futbol Dünyayı Nasıl Açıklar?’a (2012) kadar sesi soluğu pek çıkmasa da, Kafayollariharitasi.com ve Cazlama.net bloglarında “hiç” mahlasıyla yazmayı sürdürdü. Çırak hayatını, reklam yazarlığı yaparak kaybetmeye devam ediyor.
Grayson Perry bu çömlekte cansız nesnelerin, özellikle de alışveriş merkezlerinden satın aldığımız nesnelerin, kanepelerin, meyve suyu sıkacaklarının ve pahalı temizlik araçlarının dile gelip, hakkımızda tam olarak ne düşündüklerini bize söylediklerini hayal ediyor.
Tüketimci kültürü eleştiren bu eserden yola çıkarak Harun Çırak’tan bu şeylerin neler söylediklerini, nasıl söylendiklerini hayal etmesini istedik. Dört bölümlük “Söylenen Şeyler” yazı serisinin ilk bölümde hevesle satın alındıktan sonra bir köşeye fırlatılan meyve sıkacağına kulak kabartıyoruz…
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)