Atatürk Konuşmaları
Atatürk’ün Çocukluk ve Gençlik Yıllarında Selanik
Prof. Dr. Vasilis Colonas

Konferans Serisi

27 Eylül 2018 / 18:30

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Atatürk’ün 80. vefat yılı sebebiyle “Atatürk Konuşmaları” başlıklı bir konferans serisi sunuyor. Serisinin ilk konferansını “Atatürk’ün Çocukluk ve Gençlik Yıllarında Selanik” başlılığıyla Prof. Dr. Vasilis Colonas gerçekleştiriyor.

Selanik 1890-1910 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda artarak benimsenen batılı fikirlerden ve uygulamalardan büyük ölçüde etkilenmişti. Yönetici sınıflar zaten sadece Batı’nın arzuladıklarını sağlayabileceğinin, ihtiyaçlarına uygun modelleri sunabileceğinin ve hayallerini ete kemiğe büründürebileceğinin farkındaydılar. Selanik’teki farklı etnik unsurlardan oluşan kozmopolit toplumun Batı ile uzun süredir devam eden ilişkileri sayesinde, bu şehir bazı bakımlardan Osmanlı başkentine benzer özellikler barındırmaktaydı. “Eskilerin temelleri üzerinde yükselen seçkin yeni binalar; yıllardır boş duran arsaların artık evler, dükkanlar, kafeler, bahçelerle bezenmesi; eski şehrin surların ardında iki kilometrelik alanda kalması, etrafındaki taşranın artık güzel yeni binalarla dolması (…) her yere yeni yolların döşenmesi, eski sokakların tedricen genişletilmesi, imar kanunlarının harfiyen uygulanması; aşağıda deniz kenarında rıhtım da genişletiliyor ve yakında limandaki yeni çalışmalar tamamlandığında, sahil yolu boyunca uzanıp giden güzel binalarıyla şehir, deniz yoluyla gelen ziyaretçilerin üzerinde fevkalade cazip bir izlenim bırakacak” (Nea Alitheia, 4.4.1906). Kimleri için bu kent her zaman Levant’ın bir parçası, kimileri için ise modern bir Avrupa limanı olacak, ancak herkesin gözünde her zaman gizemli ve büyüleyici kozmopolit bir dünya, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş yaparken, nüfusu artan, özgün çekirdeğini zorlayarak aşan, modernleşen ve imajını değiştiren bir şehir olarak kalacak.

Prof. Dr. Vasilis Colonas hakkında
Selanik’te doğmuş ve Aristotle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olmuştur. Eğitimine Tarihi Binaların ve Anıtların Konservasyonu, Restorasyonu ve Müzecilik alanlarında Paris’te devam etmiştir  (University of Paris I).  2003 yılından bu yana Volos Thessaly Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde 19. ve 20. Yüzyıl Mimarlık Tarihi Profesörü olarak görev yapmaktadır. Gerek Yunanistan’da gerekse yurtdışında çok sayıda bilimsel konferansa katılmış, hem Yunanistan’da hem de yurtdışında kitap ve dergilerde çalışmaları yayımlanmıştır. Sergi düzenlenmesi ve müzecilik alanlarında çalışmalarda bulunmuş, Doğu Akdeniz ve Karadeniz ülkelerinin 19. ve 20. yüzyıl  mimari mirasını konu alan çok sayıda  Avrupa Araştırma Programında görev yapmıştır. ABD, Kanada ve Fransa’da üniversitelerde ders vermiştir. 2012’den bu yana Avrupa Kentsel Tarih Derneği bilim kurulu üyesidir. 
İngilizce kaleme aldığı kitaplar: A Hundred Years of Hospitality: the Hotels of Thessaloniki, 1914-2014, University Studio Press, Selanik; Greek Architects in the Ottoman Empire , Olkos, Atina, 2005; Italian Architecture in the Dodecanese Islands (1912-1940) , Olkos, Atina, 2002.
 
Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleştirilecektir. Etkinlik dili İngilizcedir, Türkçe simültane çeviri olacaktır. Ücretsizdir, rezervasyon alınmamaktadır.

Ressamların Gözünden Osmanlı’da Kadın Giyimi

Ressamların Gözünden Osmanlı’da Kadın Giyimi

Yabancılara kapalı bir dünya olduğundan Harem’deki kadınların yaşantısı batılı ressamların ve sanat tüketicisinin en çok ilgisini çeken konulardan olmuştur. 

Akışkan Kimlikler  Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Akışkan Kimlikler Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer <br> Galip Dursun

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer
Galip Dursun

Biraz önce, yolcu salonunda vapurun hareketini beklerken aklıma bir oyun geldi. Küçükken evde, buradan epey uzakta ve geçmişte kalmış ülkemde oynadığımız, nasıl oynadığımızı bile hatırlayamadığım bir oyun. Vapura binmek için bekleyen kalabalığın arasında kendimi olduğumdan bin kat daha yalnız hissettiren cinsten.