Korkunun Yüzleri

18 - 31 Ekim 2024

Pera Film, Cadılar Bayramı'nın ürkütücü atmosferine kapılarını bir kez daha araladığı yeni programını sunar: Korkunun Yüzleri

Toplumsal dışlanma, yalnızlık ve görünmez tehditler… Korku, sadece bir dehşet kaynağı değil, aynı zamanda insan doğasının derinlerine ve karanlık köşelerine açılan bir pencere, bilinçaltının en eski izlerini taşıyan kaçınılmaz bir duygu. Korkunun Yüzleri, sıradan hayatların kâbusa dönüştüğü, bastırılmış duyguların en korkunç şekillerde açığa çıktığı iki karanlık büyüme hikâyesini bir araya getiriyor. 

18-31 Ekim tarihleri arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek programda, Stephen King’in unutulmaz romanından usta yönetmen Brian De Palma tarafından uyarlanan, toplumsal baskılara karşı trajik bir isyanın öyküsünü işleyen Günah Tohumu ve gençlik korkularını, daha derin bir varoluşsal tehdide dönüştürerek izleyiciyi kaçınılmaz bir endişeyle yüzleştiren David Robert Mitchell imzalı Peşimdeki Şeytan izlenebilir.

Bu program kapsamındaki film gösterimleri indirimli müze giriş bileti ile izlenebilir. Biletler, Biletix’ten veya Pera Müzesi resepsiyonundan temin edilebilir. Yasal düzenlemeler uyarınca aksi belirtilmediği sürece tüm film gösterimlerimiz 18+ uygulamasına tabidir.

18 Ekim

19.00 Peşimdeki Şeytan

19 Ekim

17.00 Günah Tohumu

26 Ekim

17.00 Peşimdeki Şeytan

31 Ekim

19.00 Günah Tohumu

Peşimdeki Şeytan

Peşimdeki Şeytan

Günah Tohumu

Günah Tohumu

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni, 1990’larda, kimlik inşası meselesine odaklanmaya başladı. Yala ve Sabunla isimli yapıtını, klasik heykel geleneğine uygun olarak, doğrudan kendi bedeninden aldığı kalıptan yola çıkarak yaptı. Bu büstleri sıra dışı kılan ise, sabun ve çikolata gibi tüketim maddelerinden yapılmış olmaları.

Kadınlar tenisinin çehresini değiştiren kız kardeşler

Kadınlar tenisinin çehresini değiştiren kız kardeşler

Pera Film Altın Madalya: Sporda Kadın programı kapsamında 5Harfliler ile bir yazı dizisi sunuyor. Kendilerini; “kadın gündeminin peşinde, bağımsız bir internet sitesi” diye tanımlayan 5Harfliler bizim için hazırladıkları ikinci yazılarında Venus ve Serena belgeselini ele alıyor. Serinin bu ikinci yazısı Bawer Çakır’ın kaleminden!

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.