Fernando Botero

4 Mayıs - 18 Temmuz 2010

21. yüzyılın en çok merak uyandıran sanatçılarından biri olan Fernando Botero, 64 yapıttan oluşan geniş kapsamlı bir sergiyle, Türk sanatseverlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Günümüz estetik anlayışına yeni bir yorum getiren Botero'nun bu sergisi sirk, boğa güreşi, Latin Amerika halkı, Latin Amerika yaşamı, ölüdoğa ve sanat tarihinin geçmiş ustalarından uyarlamaları kapsayan altı bölümden oluştu. Kolombiya doğumlu sanatçının kendi kültürüne ait yoğun yansımalar taşıyan yapıtları yüzyılımızın güzellik kavramını sorgularken özgün üslubu ve özyaşamöyküsel göndermeleriyle de dikkat çekiyor.

Kolombiya Fahri Konsolosluğu, İspanya Büyükelçiliği ve Instituto Cervantes, Estambul desteğiyle.

Fernando Botero

Fernando Botero

21. yüzyılın en çok merak uyandıran sanatçılarından biri olan Fernando Botero, 64 yapıttan oluşan geniş kapsamlı bir sergiyle, Türkiye’deki sanatseverlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Günümüz...

Video

Unutulmaz Sanatçılar Serisi
Çevrimiçi Çocuk Atölyeleri

Pera Müzesi’nin geçmiş sergilerinden Fernando Botero, Joan Miro ve Andy Warhol’un Pera Müzesi Youtube kanalında yer alan eserlerinden ilhamla 7-12 yaş grubuna uygun hazırlanan 10, 17, 24 Temmuz 2020 tarihlerinde gerçekleşecek üç farklı dijital sergi turu ve atölyede çocuklar, sanatçılar ve eserler hakkında bilgi ediniyor. 

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan

Bu eser, çeşitli koleksiyonlardaki benzer örneklere dayanarak, 16. yüzyılda Avrupalı ressamlar tarafından sıklıkla yapılmış Mihrimah Sultan portrelerinden biridir.

 

Zamane Öyküleri: Felis <br> Hande Ortaç

Zamane Öyküleri: Felis
Hande Ortaç

Zamane İstanbulları sergisinden ilham alan öykü serisi Zamane Öyküleri, Hande Ortaç’ın öyküsü “Felis” ile devam ediyor! Bu seri, yazarların sergide yer alan fotoğraflardan esinle kaleme aldığı kısa öyküleri bir araya getiriyor.

Kartpostal Çıplakları

Kartpostal Çıplakları

Çıplaklığın seyirlik halleri, Osmanlı’nın dünyasına resimlerden önce kartpostallarda ulaşır. 1890’lardan itibaren ve özellikle 1910’larda, II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki yıllara rastlayan dönemde elden ele, kentten kente dolaştığı anlaşılmaktadır.