Jean Dubuffet

XX. Yüzyılın Büyük Bir Sanatçısıyla Buluşma

26 Ekim 2005 - 8 Ocak 2006

Dubuffet'nin 40 yıl boyunca vazgeçemediği baskı sanatı, yaratıcı yapıtlarının ayrılmaz bir parçası oldu. Yaşamı boyunca, yoğun ve etkin çalışma dönemlerinde gereksinimlerini karşılayacak yeni olanakları yorumlayarak ya da yaratarak baskının, özellikle de taşbaskının çeşitli tekniklerini keşfetti. Sanatçıya özgü bir dizi çağrışım ve mantık uyarınca her keşif onu, gelişmeleri açısından zengin olan ve de bu yeni araştırma alanlarının sınırlarını hiçe sayarak daima büyülenmişçesine kat edeceği bir yola götürdü.

Sanatçının 1944 – 1984 yılları arasında ürettiği eserlerden oluşan bir derleme ilk kez bu kapsamda Pera Müzesi’de sergilendi.

Jean Dubuffet

Jean Dubuffet

Jean Dubuffet'nin 40 yıl boyunca vazgeçemediği baskı sanatı, yaratıcı yapıtlarının ayrılmaz bir parçası oldu. Yaşamı boyunca yoğun ve etkin çalışma dönemlerinde gereksinimlerini karşılayacak yeni...

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Pera Müzesi’nin Genç Sergileri

Pera Müzesi’nin Genç Sergileri

Pera Müzesi’nin sergiler ekibinden Begüm Akkoyunlu ve Tania Bahar ilk açıldığımız günden bu yana süregelen ve artık bir gelenek halini alan “Genç Sergiler”in hikâyesini Pera Müzesi Blog için anlatıyor!

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize.