Sur, Kemer, Kubbe

Osmanlı Fotoğrafçılarının Gözüyle Bizans İstanbulu

13 Nisan - 1 Temmuz 2007

İstanbul'daki Bizans anıtlarının Osmanlı fotoğrafçıları tarafından çekilmiş fotoğraflarının en önemli özelliği, kentin geçmişi açısından eşsiz birer belge niteliği taşımalarıdır. 19. yüzyıl ikinci yarısıyla 20. yüzyıl başı, İstanbul'da kentsel yapının, tarihsel dokunun ve anıtların çok önemli değişiklikler geçirdiği bir dönemdir. Biraz dikkatli bir göz, aradan geçen yüz - yüz elli yıl içinde İstanbul surlarının, Galata Kulesi, Ayasofya ya da Hipodrom çevresinin nasıl büyük değişiklikler geçirdiğini hemen fark eder. Bu fotoğraflar günümüzün araştırmacıları, restoratörleri, mimarları ya da kent plancıları için çok değerli ipuçlarıyla doludur.

Ama bu görüntülerde bunların ötesinde bir şey daha vardır: İstanbul'un çok uzak bir geçmişten artakalmış surları, kemerleri, kubbeleri, bize onlarınkinden biraz daha yakın ama yine hızla geçip gitmiş bir çağın tanığı bu fotoğraflarda, yaşamlarını başka bir varoluş biçiminde sürdürürler. Sararmış yüzeylerine tanımlanması zor bir eski-zaman duygusu sinmiş bu görüntülerle kentin tarihsel zenginliğine bir başka katman, bir başka zaman boyutu daha katılır.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu'ndan yapılmış bir seçmeyle oluşturulan Sur, Kemer, Kubbe sergisi (tıpkı daha evvel açılan “Konstantiniyye'den İstanbul'a” sergisi gibi) ziyaretçilerini farklı bir zaman boyutunda bir yolculuğa çıkardı. Ama bu kez Cumhuriyet ya da Osmanlı İstanbulu'ndan daha eski, daha uzak bir İstanbul'da: anıtları, örenleri, binyıllar ötesinden günümüze ulaşmış belli belirsiz izleriyle Bizans İstanbulu'nda...

Sur, Kemer, Kubbe

Sur, Kemer, Kubbe

İstanbul'daki Bizans anıtlarının Osmanlı fotoğrafçıları tarafından çekilmiş fotoğraflarının en önemli özelliği, kentin geçmişi açısından eşsiz birer belge niteliği taşımalarıdır. 19. yüzyıl ikinci...

Zamane Öyküleri: Felis <br> Hande Ortaç

Zamane Öyküleri: Felis
Hande Ortaç

Zamane İstanbulları sergisinden ilham alan öykü serisi Zamane Öyküleri, Hande Ortaç’ın öyküsü “Felis” ile devam ediyor! Bu seri, yazarların sergide yer alan fotoğraflardan esinle kaleme aldığı kısa öyküleri bir araya getiriyor.

Mavi Giysili Kız

Mavi Giysili Kız

Bu tam boy kız portresi, erken 18. yüzyıl Britanya portre çizim sanatının güzel bir örneğidir. Çocuk, sağ ön planı bir sütun kaidesiyle çevrili terasta dururken gösterilir.

Bir Elçinin Seyahati

Bir Elçinin Seyahati

Hikâye 1709 yılında İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın ( XII. Karl) Rus Çarı Petro’dan kaçarken Osmanlı’ya sığınması ile başlıyor. İsveç Osmanlı’ya borçlanıyor, bu sırada Osmanlı stratejik bir değişiklik yapıyor ve artık Avrupa’ya elçi yollamaya başlıyor… Tarihi metin ve sefaretnamelerden yola çıkarak Oryantalist Resim Koleksiyonu yöneticimiz Barış Kıbrıs kaleme aldı.