Camaltında devr-i alem

26 Ekim 2005 - 8 Ocak 2006

Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzerlikleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla eğitimsiz, doğaya ve toprağa yakın insanların, ülkeden ülkeye kıtadan kıtaya pek değişmeyen 'naif'liği, saf yürekliliğidir genellikle.

Ne var ki, böyle bir sanat dalını değişik coğrafyalardan örnekleriyle inceleme olanağı bulduğumuzda, bu yaratı alanında benzerliklerin yanı sıra çok büyük çeşitliliklerin de gözlendiğini ve belirli bir tekniğin sınırları içinde bile inanılmaz zenginliklerin kaynaştığını görürüz.

Camaltında devr-i alem sergisi, bu olguyu çarpıcı bir biçimde gözler önüne seren bir derleme. Değerli sanatçı Neveser Aksoy'un, dünyanın dört bir yanından camaltı resmi örnekleriyle oluşturduğu büyük koleksiyon esas alınarak ve ondan yapılmış bir seçmeyle hazırlanan bu sergi, Ömer Bortaçina, Renan ve Sinan Genim, Suna ve İnan Kıraç koleksiyonlarından katkılarla zenginleşerek bize, ülkemizde ve dünyada büyük ölçüde unutulmaya yüz tutmuş bir sanatın rengarenk dünyasını kat etme olanağını verdi.

Sergide ve katalogda yer alan, dört kıtadan seçilmiş iki yüze yakın camaltı resmi, bu sanatın değişik coğrafyalara göre ne tür farklılıklar sergilediğini ve daha da önemlisi Anadolu Camaltı sanatının bu yelpazede ne denli etkileyici ve benzersiz bir yer tuttuğunu gösterdi.

Camaltında devr-i alem

Camaltında devr-i alem

Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzerlikleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla doğaya...

Bir Serginin Hikâyesi #ÜryanÇıplakNü

Bir Serginin Hikâyesi #ÜryanÇıplakNü

Türk resminde çıplak, 2007 yılında aramızdan ayrılan değerli danışmanımız Samih Rifat’ın öncülüğünde, hep hayalini kurduğumuz temalardan biriydi. 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris). 

Bergman’da Yüzler/ Aynalar/ İllüzyonlar

Bergman’da Yüzler/ Aynalar/ İllüzyonlar

Şöyle bir proje hayal edin: Birisi çıkıp, Bergman filmlerinde, perdede yüzlere yakın plan yapılan dakikaları saysın, sonra da bu sayıyı onun tüm filmlerinin süresine oranlasın. Benim hissim o ki, ortaya hiç de azımsanamayacak büyüklükte bir oran çıkacaktır.