17 Haziran 2025
Kanadalı sanatçı Marcel Dzama, illüstrasyon, video ve yerleştirme çalışmalarında müzik ve sinemaya sıkça başvuran bir isim. Pera Müzesi’ndeki “Ay Işığıyla Dans” başlıklı sergisi vesilesiyle, Dzama bu kez yaratıcı dünyasını besleyen kişisel bir izleme ve dinleme listesini sanatseverlerle paylaşıyor. Dzama’nın seçkisi, izleyiciyi bir sanatçının zihninde gezinmeye davet ederken, hem onun sanatsal referanslarını hem de kişisel tutkularını görünür kılıyor.
Public Image Ltd. – Metal Box (1979)
Dzama’nın “gelmiş geçmiş en sevdiğim albüm” dediği bu deneysel post-punk klasiği, sanatçının hem sanat okulundaki videolarında hem de sonraki işlerinde eşlikçi bir ses olarak yer bulmuş. Albüm, geleceğin sesine yazılmış bir film müziği gibi.
Neil Young – On the Beach (1974)
Kendine dönük, melankolik ama bir o kadar da dürüst… Dzama, bu albümün pek çok eserini üretirken arka planda çaldığını söylüyor. Sessiz bir iç yolculuk gibi.
Nina Simone – To Love Somebody (1969)
Simone’un sesiyle devrim çağrısı: “Revolution”un I ve II. bölümleri Dzama’yı neredeyse harekete geçmeye çağırıyor. Dylan cover’larının özgünlerinden daha etkileyici olduğunu söyleyen Dzama, bu albümü bir tür direniş ilhamı olarak görüyor.
Charlie Megira – Tomorrow’s Gone (2019)
Erken kaybedilen bir yetenek. Dzama’nın “hayatımın şarkılarından biri” dediği başlık parçasıyla öne çıkan albüm, videolar ve çizimler için de görsel anlatımı zenginleştiren bir atmosfer yaratıyor.
Joakim Åhlund & Jockum Nordström – Dracula’s Son (2017)
İsveçli iki sanatçının ortak üretimi. Dracula ile saat uyumları olduğunu söyleyen Dzama, bu albümde hem dostluk hem de ilhama dair özel bir bağ kuruyor.
Aya Yolculuk (1902), Georges Méliès
Dzama’nın erken dönem stilini şekillendiren bu sinema öncüsü, sanatçının ay figürlerine olan ilgisinin de kaynağı. Aya Yolculuk’taki kamera içi illüzyonların sihirli etkisi Dzama’nın işlerinde yankı buluyor.
Kırmızı Pabuçlar (1948), Michael Powell ve Emeric Pressburger
Dzama’nın bale sevgisinin fitilini ateşleyen film. Özellikle finaldeki sürreal sekans, sanatçının favori sinema sahnelerinden biri ve kendi üretimlerine büyük ilham kaynağı.
Üçüncü Adam (1949), Carol Reed
Genç yaşta sinemaya aşık olmasını sağlayan bir yapım. Ferris Wheel sahnesi ve Orson Welles’in replikleri Dzama için “diyalog sanatı”nın zirvesi. Işık ve gölge kullanımı sanatçının görsel diline de yön vermiş.
M (1931), Fritz Lang
Gerilim ve mizansenin ustaca birleştiği klasik M, Dzama’nın anlatı ritmine etki etmiş. Peter Lorre’nin performansı ve filmin gölgelerle kurduğu ilişki, Dzama’nın kendi video işlerine de yansıyor.
Kutsal Dağ (1973), Alejandro Jodorowsky
“Sinemanın sınırlarını yeniden düşünmemi sağladı,” diyen Dzama için bu film geç gelen ama güçlü bir keşif. Her karesi bir fotoğraf gibi görülebilecek, çarpıcı bir görsel dünya.
Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 300 TL
İndirimli: 150 TL
Grup: 200 TL (toplu 10 bilet ve üstü)