Ağırlıkların Epigrafisi Çalıştayı II

Seminer

2 - 3 Haziran 2023

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü iş birliğiyle, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu kapsamında lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik Ağırlıkların Epigrafisi Çalıştayı düzenliyor. Epigrafi üzerine yapılan çalışmalarda göz ardı edilen ağırlık ve ölçü konularını disiplinler arası bir bakış açısıyla ele alan program, Eskiçağ tarihi ve arkeolojisi üzerine çalışan genç araştırmacılara teorik ve pratik alt yapı sağlamayı amaçlıyor.

İki gün sürecek programın ilk gününde epigrafi bilimi hakkında seminerler verilecek. İkinci günde ise pratik çalışmalara odaklanılacak; Anadolu ağırlıklarının epigrafisi, vaka çalışmaları ve atölyelerle incelenecek. 

Ağırlıkların Epigrafisi Çalıştayı, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü “Arka Oda”da yüz yüze gerçekleşecektir. Program dili Türkçedir. Ücretsiz olan programa şehir dışından gelecek öğrencilerin konaklama ve ulaşım masraflarını karşılamaları gerekmektedir.

Başvuru ve program detayları için tıklayın!

Süreli Sergi

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Dünyayı bir avuç birimle ölçmeye çalışmak onu zihnen inşa edebilmeyi de beraberinde getirdi. Keşfin ölçüsü mitlere karıştıkça, ölçmek ve tartmak fiziksel bir deneyimin ötesinde bilimin, kâinatın ve bilinenin ötesini merak eden insanın, kendini ifade etme becerisinin önemli bir aracı oldu. 

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Venedik Ressamı

Venedik Ressamı

Pera Müzesi 10 Kasım 2016 – 29 Ocak 2017 tarihleri arasında 19. yüzyılın en özgün manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’i ağırlıyor. 

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Guillaume Berggren

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Guillaume Berggren

Fotoğraf tekniğini Berlin’de öğrenen Berggren İstanbul’a gelene kadar pek çok farklı Avrupa kentinde çeşitli işler yaparak yaşamını sürdürür. 

Buram Buram Kahve Kokan 17 Instagram Hesabı

Buram Buram Kahve Kokan 17 Instagram Hesabı

Kahve o kadar uzun zamandır bizimle ki, onsuz bir sosyal yaşamı düşünmek güç. Hatta sanki onunla hiç tanışmasaydık da “Bu hayatta bir şey eksik ama adını koyamıyorum.” gibi bir hisse kapılırdık. Şakası bir yana, sizce nasıl oldu da kahve insanlık tarihinin farklı dönemlerinde hep kendine has bir yer edinmeyi ve gündelik yaşamımızda bu denli kök salmayı başardı?