İmhanın Ötesinde Gazze

Söyleşi

15 Aralık 2024 / 14.45

Forensic Architecture'in kurucusu ve yöneticisi Eyal Weizman, Filistinli sanatçı Basma Al-Sharif'le birlikte Gazze'de 14 aydır aralıksız devam eden soykırımı konuşuyor. İki konuk, İsrail'in Gazze'de işlediği soykırımın, yerleşimci sömürgeciliğin ve askeri işgal rejiminin işleyişini disiplinler arası merceklerden inceliyor.

Gazze Şeridi'nin İsrail tarafından önce bir "açıkhava hapishanesi" olarak inşası ardından yıkımı, mimari ve sanatsal açılardan nasıl yorumlanabilir? Forensic Architecture'ın vakaları titiz biçimde somutlaştırma çabası ile sanatın çağrışımcı soyutlaması nerede buluşuyor? Gazze'yi ağır mağduriyeti üzerinden istisnai bir vaka olarak ele almak, onun çok katmanlı toplumunun canlı gerçekliğini görünmez kılma riskine yol açabilir mi? Ve şiddetin iki farklı pratik tarafından görselleştirilmesi, imhanın ötesine geçerek özgürlük ve umudu tasavvur etmeye nasıl katkı sağlayabilir? 

Çığır açan ekibiyle soykırımın sağlam bir kaydını oluşturan Eyal Weizman ve Gazze kökenli sanatçı Basma Al-Sharif bu zorlu sorular üzerinde duruyor.

Etkinlik, Hangi İnsan Hakları? Film Festivali kapsamında Pera Müzesi Oditoryumu'nda ücretsiz olarak gerçekleşecektir. Etkinlikte İngilizce-Türkçe simultane çeviri yapılacaktır. Rezervasyon alınmamaktadır.

Mavi Giysili Kız

Mavi Giysili Kız

Bu tam boy kız portresi, erken 18. yüzyıl Britanya portre çizim sanatının güzel bir örneğidir. Çocuk, sağ ön planı bir sütun kaidesiyle çevrili terasta dururken gösterilir.

Bir Elçinin Seyahati

Bir Elçinin Seyahati

Hikâye 1709 yılında İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın ( XII. Karl) Rus Çarı Petro’dan kaçarken Osmanlı’ya sığınması ile başlıyor. İsveç Osmanlı’ya borçlanıyor, bu sırada Osmanlı stratejik bir değişiklik yapıyor ve artık Avrupa’ya elçi yollamaya başlıyor… Tarihi metin ve sefaretnamelerden yola çıkarak Oryantalist Resim Koleksiyonu yöneticimiz Barış Kıbrıs kaleme aldı.

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”