Tohumlar ve Metaforlar
Ağırlık ve Ölçü Sanatı Sergi Turu

Sergi Turu

31 Mayıs 2024 / 18.30

Eski Yakındoğu’da tartmak ne kadar basit bir eylemse, ölçmek için birimler üretmeye çalışmak o kadar kavramsal ve karmaşıktı. Mezopotamya uygarlıkları gündelik pratiklerinden yola çıkarak, arpa tanesine dayanan ağırlık birimlerinin temellerini atmıştı. Mısırlılar ise yaşamın sınırlarını aşıp, ölümden sonraki hayatı anlamlandırmak için ölenlerin ruhlarını tartma metaforunu kullanmışlardı. Ölçemediğini anlamak binlerce yıl önce de zor bir işti.

Rehberli turda, Anadolu'nun dört bin yıllık sosyal ve ekonomik tarihi, ağırlık ve ölçü kavramları etrafında şekillenen metaforlar ekseninde inceleniyor. Katılımcılar, sergide bulunmayan eserleri de görme imkânına sahip oluyor.

45 dk sürecek rehberli tur ücretsiz ve dili Türkçedir. Kontenjan sınırlıdır. Tura katılmak için resepsiyon@peramuzesi.org.tr e-posta adresinden rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Süreli Sergi

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Dünyayı bir avuç birimle ölçmeye çalışmak onu zihnen inşa edebilmeyi de beraberinde getirdi. Keşfin ölçüsü mitlere karıştıkça, ölçmek ve tartmak fiziksel bir deneyimin ötesinde bilimin, kâinatın ve bilinenin ötesini merak eden insanın, kendini ifade etme becerisinin önemli bir aracı oldu. 

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Leonardo’nun Atı

Leonardo’nun Atı

Leonardo da Vinci, 1493’te, tam 500 yıl önce, Milano Dükü Ludovico il Moro’nun 12 yıl önce babasının anısına sipariş ettiği atlı anıtın (doğal büyüklüğün 4 katı boyda) dökümü için hazırlıkları bitirmek üzereydi.

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara, Pera Müzesi’nin Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’nda öznel ve duygusal durumları bir araya getirerek tek yönlü tarih ve zaman algısını sorgularken ziyaretçileri çizgisel olmayan bir yolculuğa çıkarıyor.

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer <br> Galip Dursun

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer
Galip Dursun

Biraz önce, yolcu salonunda vapurun hareketini beklerken aklıma bir oyun geldi. Küçükken evde, buradan epey uzakta ve geçmişte kalmış ülkemde oynadığımız, nasıl oynadığımızı bile hatırlayamadığım bir oyun. Vapura binmek için bekleyen kalabalığın arasında kendimi olduğumdan bin kat daha yalnız hissettiren cinsten.