Cinemania
37. İstanbul Film Festivali

6 - 17 Nisan 2018

Pera Film, 37. İstanbul Film Festivali kapsamında Ulusal Kısa Film Yarışması, Cinemania, Ulusal Belgesel Yarışması bölümlerinin yanı sıra çeşitli film gösterimine ev sahipliği yapıyor.

Bu bölüm sinema aşkından, “sinefil olmaktan”, “sinema tutkusundan” yola çıkıyor; sinema dünyasının en iyileri, yıldızları, yol gösterenleri, köşe taşları, anıtları burada buluşuyor… Bu seçkide başyapıtlar; kayıp, kült veya yeniden gündeme gelmiş klasiklerin restore edilmiş sinema kopyaları; sinema hakkında çekilmiş, sinemacıları veya film sanatını gündeme taşıyan sürprizler yer alıyor.

37. İstanbul Film Festivali kapsamındaki gösterimlerin biletleri 24 Mart Cumartesi günü saat 10.30’dan itibaren festivalin satış kanalları üzerinden gerçekleşecektir. Pera Müzesi’ndeki tüm gösterimler 8 TL’dir. Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

7 Nisan

11.00 Göl

13.30 Şoför Nebahat

16.00 Siyah Otomobil

19.00 Keşanlı Ali Destanı

Göl

Göl

Şoför Nebahat

Şoför Nebahat

Siyah Otomobil

Siyah Otomobil

Keşanlı Ali Destanı

Keşanlı Ali Destanı

Cinemania
37. İstanbul Film Festivali

Bu bölüm sinema aşkından, “sinefil olmaktan”, “sinema tutkusundan” yola çıkıyor; sinema dünyasının en iyileri, yıldızları, yol gösterenleri, köşe taşları, anıtları burada buluşuyor…

Deniz Hamamları

Deniz Hamamları

Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’den anlaşıldığı üzere deniz hamamlarının geçmişi 17. yüzyıla dayanır, kabul görerek yaygınlaşması ise Batılılaşmanın da etkisiyle 19. yüzyılın ortalarını bulur. 

Bizi mi gözetliyor? <br> Vajiko Chachkhiani

Bizi mi gözetliyor?
Vajiko Chachkhiani

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni, 1990’larda, kimlik inşası meselesine odaklanmaya başladı. Yala ve Sabunla isimli yapıtını, klasik heykel geleneğine uygun olarak, doğrudan kendi bedeninden aldığı kalıptan yola çıkarak yaptı. Bu büstleri sıra dışı kılan ise, sabun ve çikolata gibi tüketim maddelerinden yapılmış olmaları.