Şoför Nebahat

Yönetmen: Metin Erksan
Oyuncular: Sezer Sezin, Kenan Pars, Kadir Savun, Diclehan Baban, Talat Gözbak, Sami Hazinses
Türkiye, 1960, 117’, Türkçe; İngilizce altyazılı
 

Sinema kariyerine 1944’te başlayan Sezer Sezin’in, izleyicinin oldukça benimsediği ve uzun yıllar “Şoför Nebahat” olarak anılmasına neden olan, aynı adlı filmi o kadar çok rağbet görür ki, 1964 ve 1965 yıllarında devam niteliği taşıyan filmler çekilir. Gerçekten de “Şoför Nebahat” karakteri, bulunduğu yapıtı aşan toplumsal göndermeleriyle gündelik hayatta kalıp bir söz, çalışma hayatında “erkekleşen kadınları” tanımlamanın ifadesi haline gelmiştir. Filmde, kamusal alanda var olabilmek, ekonomik özgürlüğünü elde edebilmek için “erkek işi” yapmaya mecbur kalan bir kadının, Nebahat’in öyküsü anlatılır: Kadın, erkeklerin dünyasında var olabilmek için mutlaka “erkekleşmek” zorunda mıdır?

Şoför Nebahat, Sezer Sezin anısına gösterilecek.

 

Cinemania <br> 37. İstanbul Film Festivali

Göl

Cinemania <br> 37. İstanbul Film Festivali

Şoför Nebahat

Cinemania <br> 37. İstanbul Film Festivali

Siyah Otomobil

Cinemania <br> 37. İstanbul Film Festivali

Keşanlı Ali Destanı

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

Bölgenin Hafızası

Bölgenin Hafızası

Hafıza nesneleri ilişkilendikleri coğrafyanın da hafızasını taşır. Temel maddesi toprak olan seramikler üretildikleri coğrafyaya doğrudan bağlanır: Toprakla birebir ilişki kuran seramik, üretildiği toprağın hafızasını da barındırır. Kütahya’nın kaolini bol, dolayısıyla da seramik üretimine elverişli toprağı burada çeşitli tekniklerin gelişmesine ve seramik atölyelerinin kurulmasına sebep olmuştur.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu.