Flotel Europa

  • 20 Eylül 2015 / 15.00
  • 26 Eylül 2015 / 14.00

Yönetmen: Vladimir Tomic
Danimarka, Sırbistan
, 2015, 70’, renkli
Boşnakça; Türkçe altyazıyla

1992 yılında Bosna-Hersek’teki savaştan kaçan mültecilerden oluşan bir dalga Danimarka’ya ulaşmıştı. Kızıl Haç, mevcut mülteci kamplarının tamamen dolu olması sebebiyle Kopenhag kanallarına devasa bir gemi getirmişti. Flotel Europa gemisi iltica başvurularının karara bağlanmasını bekleyen bin kadar insana geçici bir ev oldu. Mültecilerin arasında annesi ve ağabeyi ile Saraybosna’dan kaçan 12 yaşındaki Vladmir de vardır. Flotel Europa’da belirsizlik içinde 2 yıl geçirirler. Yönetmen Vladimir Tomić, bizi yirmi yıl sonra, savaşın yansımalarıyla ve bir ergenin geçirdiği çetin sınavlarla dolu bu gemide geçen bir büyüme yolculuğuna götürüyor. Bu olgunlaşma hikayesi, Flotel’in “uzam-zamanının vakumunu” paylaşan mülteciler tarafından çekilen kişisel VHS arşivi malzemeleriyle yan yana getiriliyor.

Şimdi Saraybosna! <br/>Bosna-Hersek Sineması

Halime’nin Yolu

Şimdi Saraybosna! <br/>Bosna-Hersek Sineması

Saraybosna’da Bir Gün

Şimdi Saraybosna! <br/>Bosna-Hersek Sineması

Flotel Europa

Şimdi Saraybosna! <br/>Bosna-Hersek Sineması

Belvedere

Şimdi Saraybosna! <br/>Bosna-Hersek Sineması

Özdüşünme

Flotel Europa

Bir Hançer Tarihi

Bir Hançer Tarihi

Manzaralar, baskılar ve illüstrasyonlar yapan Henryk Weyssenhoff, yaratıcı enerjisinin büyük bölümünü Belarus’un, Litvanya’nın ve Samogitya’nın gerçekçi manzaralarını yapmaya harcadı. 

Gelecek Hatıraları

Gelecek Hatıraları

Geleceği hatırlamaya çalışıyorsun. Tarihi bir saraydaki çini panoya resmedilen kuş duvarda yerini almış. Bir kilise ve caminin çinileri tuvallere boyanmış. Yüzlerce yıllık bir seramik tabağın deseni kadife bir perdede karşına çıkıyor. Eski bir vazonun kırık çiçekleri artık birer heykel. Yeşil bir bitki yapraklarını gündüz açıp gece kapatıyor.

Yüz Yüze

Yüz Yüze

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.