Matrix

  • 31 Ocak 2025 / 19.00
  • 9 Şubat 2025 / 15.00

Yönetmenler: Lana Wachowski, Lilly Wachowski
Oyuncular: Keanu Reeves, Carrie-Anne Moss, Laurence Fishburne, Hugo Weaving
ABD, Avustralya, 1999, 136', DCP, renkli
İngilizce; Türkçe altyazılı

Thomas Anderson, gündüzleri sıradan bir bilgisayar programcısı, geceleri ise Neo adıyla bilinen bir hacker olarak iki farklı hayat sürmektedir. Ancak Neo, hayatında bir şeylerin eksik olduğunu hissetmektedir. Bu huzursuzluk, gizemli Trinity ve karizmatik lider Morpheus ile karşılaşmasıyla derinleşir. Morpheus, Neo'ya gerçek dünyayı gösterir: Yapay zekâ tarafından köleleştirilen insanlık, Matrix adı verilen bir simülasyonun içerisine hapsolmuştur. Morpheus, Neo'nun bu illüzyon dünyasını kırabilecek "Seçilmiş Kişi" olduğunu düşünmektedir.

Dört dalda Oscar ödülü kazanan Matrix, bilimkurgu ve aksiyon sinemasını felsefi temalarla buluşturarak "gerçeklik" ve "özgür irade" kavramlarını sorgularken görsel efektleri ve dövüş koreografileriyle de sayısız yapıta ilham vermiştir.

Sıfırlar ve Birler

Matrix

Sıfırlar ve Birler

Matrix Reloaded

Sıfırlar ve Birler

Matrix Revolutions

Sıfırlar ve Birler

Matrix Resurrections

Deniz Sefası

Deniz Sefası

Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.

Haliç

Haliç

Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta. 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris).