Örümcek: Fotoğrafta Üslup
Sanatçı Atölyesi: Cemil Batur Gökçeer

Pera Yetişkin
18+

  • 10 Ocak 2020 / 19.30

Gezdiğimiz mekânların, şehirlerin, ülkelerin fotoğraflarının onlarcasını dijital ortamda biriktiriyoruz. Anılarınızı biriktirdiğiniz fotoğraflardan bir seçki yapıp yeniden yorumlayarak sözsüz bir anlatım içerisinde kurgulamaya ne dersiniz?

Atölyeye, sergideki 10 fotoğrafçının üretim yaptıkları yerler ile kurdukları ilişkiye ve konularını ele alışlarına odaklanacak yorum odaklı sergi turu ile başlıyoruz. Atölye yürütücüsü, fotoğraf sanatçısı Cemil Batur Gökçeer eşliğinde katılımcılarla yapacağımız yorumlamalarda sergideki sanatçıların üsluplarına odaklanıyoruz. Fotoğraf dilini oluşturan unsurların kullanım biçimleri ve sergide yer alan işler özelinde belirginleşen yöntemleri daha yakından tanımayı amaçlıyoruz.

Atölyede, katılımcıların daha önce çektikleri ve yanlarında getirdikleri, serginin de birleştirici unsuru olan gezmeyi, keşfetmeyi, farklı bir yerde bulunmayı tecrübe ettikleri fotoğraflardan bir seçkiyi inceliyoruz. Katılımcılar bu fotoğraflara üsluba dair tartışmalar ışığında yeniden bakarak, kendilerine yakın hissettikleri bir anlatım dili oluşturmak üzerine çalışıyorlar. Daha öncesinde atlanmış, gözden kaçırılmış fotoğraflara, katılımcılar ve fotoğrafların ait olduğu zaman – mekan ile kurdukları ilişkiye dair sırlar, yeni ipuçları taşıyabilecekleri kabulüyle yaklaşıyoruz. Bu atölye, farklı anlatım biçimleri üzerine düşünmeye olanak sağlayarak, katılımcıların kendilerine özgü üslubu bulmasına dair bir egzersiz niteliği taşıyor.

yükleniyor ... Yükleniyor...
yükleniyor ... Yükleniyor...
yükleniyor ... Yükleniyor...
Yükleniyor ...

Haliç

Haliç

Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta. 

Kozbekçi Mustafa Ağa

Kozbekçi Mustafa Ağa

1709’da Rus Çarı Petro’ya yenildikten sonra Osmanlı’ya sığınan Demirbaş Şarl (XII. Karl) 5 yıl boyunca maiyetiyle birlikte Bender’de kalmış, tüm masrafları Osmanlı tarafından karşılanmış, kendisine maaş bağlanmış ve borç para verilmiştir.

Bir Elçinin Seyahati

Bir Elçinin Seyahati

Hikâye 1709 yılında İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın ( XII. Karl) Rus Çarı Petro’dan kaçarken Osmanlı’ya sığınması ile başlıyor. İsveç Osmanlı’ya borçlanıyor, bu sırada Osmanlı stratejik bir değişiklik yapıyor ve artık Avrupa’ya elçi yollamaya başlıyor… Tarihi metin ve sefaretnamelerden yola çıkarak Oryantalist Resim Koleksiyonu yöneticimiz Barış Kıbrıs kaleme aldı.