Avcı Mehmed’in Alay-ı Hümayunu

17. Yüzyılda İsveç Büyükelçisi Claes Rålamb’ın yaptırdığı tablolarla

1 Haziran - 1 Ekim 2006

“Avcı” diye anılan Sultan IV. Mehmed’in, 1657 yılı sonbaharında Edirne’ye ava giderken etrafında bulunan büyük kalabalık imparatorluğun ihtişamının bir gösterisine dönüşmüştü. O yıllarda İstanbul’da İsveç Büyükelçisi olarak bulunan Claes Rålamb yaptırdığı bir dizi yağlıboya resimle bu yolculuğun ilk bölümünün bir “görsel kaydının” tarihe kalmasını sağlamıştı.

Yirmi tablodan oluşan ve bugün İsveç’teki Nordiska Museet’te korunan neredeyse “sinematografik” bu kaydın sergilenebilir durumdaki on altı parçalık bölümü, sözünü ettiğimiz olaydan yaklaşık üç yüz elli yıl sonra yeniden İstanbul’a, Pera Müzesi’ne konuk oldu.

Ava meraklı bir padişah, sanatsever bir büyükelçi, adsız bir ressam ve 17. yüzyıl giysileri içinde tablodan tabloya sessizce yürüyen Osmanlılar...

Avcı Mehmed’in Alay-ı Hümayunu, gerek sanatsal, gerekse tarihsel açıdan çok yönlü okumalara açık bir bilmece-sergiydi.

Avcı Mehmed’in Alay-ı Hümayunu

Avcı Mehmed’in Alay-ı Hümayunu

“Avcı” diye anılan Sultan IV. Mehmed’in 1657 yılı sonbaharında büyük bir kalabalık eşliğinde Edirne’ye ava gidişi çok büyük bir gösteriye dönüşmüş, o yıllarda İstanbul’da İsveç büyükelçisi olarak...

Félix Ziem (1821-1911) Göçebe, sınıflandırılamaz ve ayrıksı bir sanatçı

Félix Ziem (1821-1911) Göçebe, sınıflandırılamaz ve ayrıksı bir sanatçı

Pera Müzesi 10 Kasım 2016 – 29 Ocak 2017 tarihleri arasında 19. yüzyılın en özgün manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’i ağırlıyor. Ziem Müzesi ve Martigues Belediyesi işbirliğiyle gerçekleşen serginin küratörlüğünü Lucienne Del’Furia ve Frédéric Hitzel üstleniyor.

Frida Kahlo

Frida Kahlo

Frida Kahlo, 6 Temmuz 1907’de Meksika’nın Coyoacán şehrinde dünyaya geldi. Bundan tam 47 yıl sonra aynı şehirde, çok sevdiği Meksika’sında ölmeden önce başından pek çok şey geçti.

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri:  Cadıların Güneşi <br> Mehmet Berk Yaltırık

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Cadıların Güneşi
Mehmet Berk Yaltırık

Eylül güneşi altında, ziyadesiyle kızgın sac misali ateş saçan kayalıklardan geçiyorum. Uzaktan uzağa fark edilen çizgiler ve çatlamış kayalar haricine tek bir ağaç, tek bir ot yok.