Metafizik Sanat

22 Mart 2016

Bayan L. Gartzen’i̇n Portresi̇ 1913, Tuval üzeri̇ne yağlıboya, 72,5 x 60 cm. 
Özel Koleksi̇yon, Roma

Bayan L. Gartzen’in Portresi 1913, Tuval üzerine yağlıboya, 72,5 x 60 cm. 
Özel Koleksi̇yon, Roma

Giorgio de Chirico: Dünyanın Gizemi sergisi 12 bölümden oluşuyor. Serginin “Metafizik Sanat” başlıklı bölümünden bir kesit paylaşıyoruz: 

1910 yılı, yalnızca de Chirico’nun sanat kariyerinde değil, sanat tarihinde de bir dönüm noktasıdır: Floransa’da bir süre geçirdikten sonra, Santa Croce Meydanı’nda, meydana hâkim Dante heykeli ve Santa Croce Kilisesi karşısında ilk metafizik aydınlanmasını yaşar. Bu an, “her şeyi ilk kez görüyormuş gibi tuhaf bir izlenime kapılmasına” yol açmıştır. On dokuzuncu yüzyıl düşüncesinden, özellikle Nietzsche, Schopenhauer ve Weininger’den, etkilenen de Chirico, sonraki sekiz yılı Floransa (1910-1911), Paris (1911-1915) ve Ferrara’da (1915-1918) geçirmiş; yakın çevresini ve gündelik nesneleri konu alan gizemli yapıtlarıyla, benzersiz metafizik anlayışına somut bir biçim kazandırmıştır. Bu yapıtlar, içlerinde bir keşif ve aydınlanma duygusu barındırır. De Chirico’nun ilk metafizik yapıtları, uzun gölgeleriyle ve tek bir Ariadne ya da bir politikacı heykelinin yer aldığı tedirgin edici boş İtalyan meydanlarını; huzursuz edici, çehreden yoksun mankenleri; klostrofobik iç mekânları içerir. Bu iç mekânlar, rastgele yan yana getirilmiş geometrik aletler, haritalar, tuhaf nesneler ve resim içinde resim motifiyle doludur. 

Giorgio de Chirico

Giorgio de Chirico

De Chirico, Mart 1910’da, annesi ve erkek kardeşiyle birlikte Floransa’ya taşındı. De Chirico, ilk metafizik resmini yaptı: Santa Croce Meydanı’ndan esinlediği Bir Güz Öğleden Sonrasının Muamması’nı. 

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu