Rus Sinemasında Kadınlar

18 Mart - 2 Nisan 2017

Pera Film, Dünya Kadınlar Günü’nü mart ayı boyunca kutlamaya devam ediyor. Seagull Films işbirliğiyle hazırlanan Rus Sinemasında Kadınlar programı, 20. yüzyıl ve günümüz Rus sinemasında kamera önü ve arkasında kadınların bulunduğu yapımlardan bir seçki sunuyor. Programda kadın yönetmenlerin imzasını taşıyan Kanatlar, Bayır, Akortçu, Evcil Hayvanlarla Seyahat ve Ben Hariç Herkes Ölsün’ün yanı sıra çalkantılı zamanlardan geçen güçlü kadın karakterleri tasvir eden Leylekler Uçarken ve Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor da yer alıyor.

60’lı ve 70’li yıllarda Sovyet sinemasının ikonlarından Larisa Shepitko’nun kariyeri çok erken sonlanmak zorunda kalmış, tam da uluslararası arenada yükselişe geçtiği yıllarda, kırk yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Sayıca az film çekebilmiş olsa da, geride bıraktığı filmografi ustacadır; özellikle de karakterlerinin iç dünyasını dahice ekrana yansıttığı iki başyapıtında çarpıcılığının zirvesine ulaşmıştır. Kanatlar, bir okul müdiresi olarak inzivaya çekilmiş bir kadın savaş pilotunun samimi portresini çizerken, Bayır, savaş döneminde geçen bir ihanet ve kahramanlık hikâyesi anlatır. Shepitko, Sovyet film endüstrisini incelikle kullanarak kendini hem kişisel hem de evrensel bir biçimde ifade eden gerçek bir sanatçı, tüm zamanların değeri az bilinmiş en büyük yönetmenlerindendir.

Leylekler Uçarken, Tatiana Samoilova’nın canlandırdığı, tüm ailesini kaybettiği hava bombardımanının getirdiği travmatik ve yıkıcı deneyimlerle sarsılan, güçlü ve sağduyulu Veronica’ya odaklanır. Vladimir Menshov’un filmi Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor, Moskova gibi büyük ve kişiliksiz bir şehirde hayata tutunmaya çalışan üç kadının büyüleyici dramını anlatır. Kira Muratova’nun Akortçu’sunda inanılmaz gariplikte durumlar insan davranışının inceliklerini ele alan inanılır ve sürükleyici birer araştırmaya dönüşür. Muratova filmlerinden hatırlayacağınız oyuncu Vera Storozheva’nın, bir yönetmen olarak yeteneklerini sergilediği Evcil Hayvanlarla Seyahat ise, karakteri Natalia’nın uyanışını, gıcırtılı, düzensiz ve mekanik seslerin uyumlu ve doğal seslere evrildiği bir soundtrack ve kış grilerinin canlı bahar renklerine dönüştüğü bir renk paletiyle yankılar. Film, Kseniya Kutepova ve canlandırdığı Natalia’nın kıvılcımlarıyla feminist sinemanın capcanlı bir örneğine dönüşür. Genç yönetmen Valeriya Gay Germanika’nın ilk filmi Ben Hariç Herkes Ölsün ise günümüz Rusya’sındaki genç kadınların isyankar bir portresini çizer.

logo
iş birliğiyle

logo
desteğiyle

18 Mart

14.00 Evcil Hayvanlarla Seyahat

16.00 Akortçu

19 Mart

14.00 Akortçu

22 Mart

19.00 Ben Hariç Herkes Ölsün

24 Mart

19.00 Kanatlar

21.00 Bayır

25 Mart

14.00 Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor

18.00 Kanatlar

31 Mart

19.00 Bayır

21.00 Leylekler Uçarken

1 Nisan

14.00 Evcil Hayvanlarla Seyahat

16.00 Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor

2 Nisan

14.00 Leylekler Uçarken

16.00 Ben Hariç Herkes Ölsün

Leylekler Uçarken

Leylekler Uçarken

Kanatlar

Kanatlar

Bayır

Bayır

Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor

Aşk Gözyaşlarına İnanmıyor

Akortçu

Akortçu

Evcil Hayvanlarla Seyahat

Evcil Hayvanlarla Seyahat

Ben Hariç Herkes Ölsün

Ben Hariç Herkes Ölsün

Rus Sinemasında Kadınlar

Rus Sinemasında Kadınlar programı, 20. yüzyıl ve günümüz Rus sinemasında kamera önü ve arkasında kadınların bulunduğu yapımlardan bir seçki sunuyor.

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu

Esir Sultan

Esir Sultan

Yunanlıların Türk boyunduruğunu kırmak için yürüttükleri savaş Avrupa tarafından yakından takip ediliyordu. Romantizmin hakim olduğu bu çağda, Yunanistan’ın çevresinde 1821 ile 1832 arasında gelişen olaylar ulusal bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü haline gelmişti. 

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

1857’de Beyoğlu Postacılar Caddesi’nde “El Chark Societe Photograhic” adlı bir stüdyo açan levanten kökenli Pascal Sébah, 1860 yılında fotoğraf tekniğini iyi bilen ve bu alanda Paris’te çalışmalar yapmış A. Laroche adında bir Fransızla birlikte çalışmalarını sürdürmek üzere Rus Elçiliği’nin bitişiğindeki stüdyosuna taşınır...