Sanatçıların Sineması

16 Mayıs - 25 Haziran 2025

Pera Film, Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK) iş birliğiyle gerçekleştirdiği Sanatçıların Sineması programını sunar.

Brüksel'de bulunan Belçika Kraliyet Film Arşivi (CINEMATEK), dünyanın en önemli ve eklektik film koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor ve bu koleksiyonu her gün kendi sinema salonunda seyirciyle buluşturuyor. Arşiv, sinema mirasını korumanın yanı sıra restore ediyor ve özellikle Belçika sinemasına odaklanarak bu mirasın değerini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. 

Pera Müzesi, Uluslararası Müzeler Günü kapsamında, CINEMATEK’i arşiv koleksiyonundan bir seçki oluşturarak Kanadalı sanatçı Marcel Dzama’nın tema ve pratikleriyle derin bir diyaloğa giren bir film programı hazırlaması için davet etti. Seçilen her film, Dzama’nın dünyasıyla kendine özgü bir biçimde ilişki kurarken, aynı zamanda Belçika sinemasını en başından beri şekillendiren avangart, sürreal ve disiplinlerarası yaratıcı ruhu ve sanatsal zenginliği de görünür kılıyor. 

Belçika sinemasının kurucu figürlerinden Henri Storck'un "sanatçıların sineması" olarak tanımladığı bu gelenek, avangarda yönelmiş, hayal gücü yüksek, disiplinlerarası çalışan, çevresindeki sanatçılarla üreten ve 1960'lı yıllara dek üretim-dağıtım yapısının eksikliği nedeniyle bağımsız kalan bir sinema anlayışını ifade ediyor. CINEMATEK bu seçkide işte bu benzersizliği öne çıkarmayı amaçlıyor. 

Kürasyon Hakkında
Kısa filmlerden oluşan ilk seçki, 1920’lerin sonlarında sinemayı bir deney alanı olarak benimseyen ve “saf sinema” arayışına giren Charles Dekeukeleire ve Henri Storck’un çalışmalarına odaklanıyor. İkili, sürrealist sinemacı Henri d’Ursel ve yazar Ernst Moerman ile birlikte Belçika sinemasının ilk avangart kuşağını oluşturuyorlar. Bu seçki, çağdaş müzisyen Ekin Fil’in canlı müzik performansıyla birlikte sunulacak.

İkinci seçki, Belçika sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan sanat belgeseli türünden bir örnekle açılıyor. Bu üslup, sanatın temsilinin bizzat sanatsal olması gerektiğine inanan Luc de Heusch gibi erken dönem belgeselciler sayesinde kendine özgü bir kimlik kazandı. Bu bölümde, Magritte’in çalıştığı sıradaki bir portresinin yanı sıra kamera arkasında çektiği iki kısa filmine yer veriliyor. Nazik ve mizahi tonlara sahip bu yapıtlar, sanatçının farklı bir yönünü ortaya koyuyor. Seçki, Raoul Servais imzalı bir animasyon başyapıtla devam ediyor ve şair, stilist ve kendi kendini yetiştirmiş bir yönetmen olan Edmond Bernhard’ın sinemasal bir şiiriyle son buluyor.

1960’larda Belçika sineması, André Delvaux’nun öncülüğünde uluslararası alanda tanınır hâle geldi. Modern Belçika sinemasının kurucu yapıtlarından biri olarak kabul edilen ilk uzun metraj filmi Saçını Kestiren Adam, Marcel Dzama’nın pratiğindeki gibi gerçekle düşü, hafızayla hayali harmanlıyor.

1969 yapımı bir su altı belgeseli olan Büyük Set Resifi, Dzama’nın çevresel duyarlılığı ve renkli düşsel evreniyle paralel bir görsel deneyim sunmakla kalmıyor; aynı zamanda André Breton’un L’Amour fou (Çılgın Aşk) adlı kitabında “Avustralya Büyük Set Resifi’nin hazineler köprüsü” olarak tarif ettiği bir fotoğrafa bilinçli bir sürrealist göndermede bulunuyor. Breton’un doğada rastlantısal karşılaşmalardan şiirsel anlamlar çıkarma yaklaşımı, Dzama’nın doğayı hem estetik hem de politik bir anlatı aracı olarak kullanma pratiğiyle örtüşüyor ve iki sanatçı arasında sezgisel bir akrabalık kuruyor.

Program, Belçika ve uluslararası sinemanın en önemli isimlerinden biri olan Chantal Akerman’ın belki de en şiirsel filmiyle sona eriyor. Tüm Bir Gece, sanatçının doğup büyüdüğü şehirde bir yaz gecesi boyunca geçiyor; geçici romantik karşılaşmaları ve ayrılıkları adeta bir koreografi gibi sergiliyor. Böylelikle Dzama’nın tekrar eden gece, müzik ve dans temalarıyla da güçlü bir bağ kuruyor. 

Bu program kapsamındaki film gösterimleri indirimli müze giriş bileti ile izlenebilir. Biletler, Biletix’ten veya Pera Müzesi resepsiyonundan temin edilebilir. Yasal düzenlemeler uyarınca aksi belirtilmediği sürece tüm film gösterimlerimiz 18+ uygulamasına tabidir.

 

Girl in a jacket

16 Mayıs

20.00 Kısa Film Seçkisi - 1

17 Mayıs

15.00 Büyük Set Resifi

17.00 Tüm Bir Gece

18 Mayıs

15.00 Saçını Kestiren Adam

28 Mayıs

19.00 Kısa Film Seçkisi – 2

11 Haziran

19.00 Saçını Kestiren Adam

13 Haziran

19.00 Kısa Film Seçkisi – 2

20.30 Tüm Bir Gece

25 Haziran

19.00 Büyük Set Resifi

Saçını Kestiren Adam

Saçını Kestiren Adam

Büyük Set Resifi

Büyük Set Resifi

Tüm Bir Gece

Tüm Bir Gece

Kısa Film Seçkisi - 1

Kısa Film Seçkisi - 1

Kısa Film Seçkisi – 2

Kısa Film Seçkisi – 2

MARCEL DZAMA
Ay Işığıyla Dans

Özgün mizahi üslubu ve ele aldığı konulara ilginç yaklaşımıyla dikkat çeken sanatçı Marcel Dzama’nın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Pera Müzesi'nde. Küratörlüğünü Alistair Hicks’in yaptığı sergi, Dzama’nın müzik ve dansın öne çıktığı renkli hayal dünyasından başlayarak, günümüzde karşı karşıya kalınan kötü yönetimler, çevresel yıkım ve savaşların sebep olduğu felaketlere değindiği eserlerden oluşuyor.

MARCEL DZAMA <br> Ay Işığıyla Dans

On Dokuzuncu Yüzyılda Gezgin Olmak

On Dokuzuncu Yüzyılda Gezgin Olmak

N’olmuş? işbirliğiyle hazırlanan yazı dizimiz devam ediyor. Kendilerini; “Bilindik N’olmuş? sorusunu her gün yeniden soruyor, karşımıza çıkan sayısız beklenmedik cevabı sizlerle paylaşıyoruz. 

Louis Isadore Kahn (1901-1974)

Louis Isadore Kahn (1901-1974)

Louis I. Kahn, 1901 yılında, tüm yaşamını geçireceği, çalışacağı, âşık olacağı ve yaşama veda edeceği Philadelphia’dan uzakta, Rusya’nın Pärnu kentinde Yahudi bir aileye doğar. Beş yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika’ya göç ederler.

Buram Buram Kahve Kokan 17 Instagram Hesabı

Buram Buram Kahve Kokan 17 Instagram Hesabı

Kahve o kadar uzun zamandır bizimle ki, onsuz bir sosyal yaşamı düşünmek güç. Hatta sanki onunla hiç tanışmasaydık da “Bu hayatta bir şey eksik ama adını koyamıyorum.” gibi bir hisse kapılırdık. Şakası bir yana, sizce nasıl oldu da kahve insanlık tarihinin farklı dönemlerinde hep kendine has bir yer edinmeyi ve gündelik yaşamımızda bu denli kök salmayı başardı?