Yaz Hikâyesi

  • 13 Temmuz 2018 / 19.00
  • 25 Temmuz 2018 / 19.00

Yönetmen: Éric Rohmer
Oyuncular: Melvil Poupaud, Amanda Langlet, Gwenaëlle Simon, Aurélia Nolin
Fransa, 1996, 114', renkli, Fransızca; Türkçe altyazılı
 
Rohmer'in Dört Mevsim Hikâyeleri serisinin üçüncü filmi olan bu film, Fransız toplumu ve ergenlik aşkları üzerine canlı ve zekice bir inceleme sunuyor. Dinard, Fransa'nın Breton bölgesinde, villaları ve sert okyanus rüzgârlarıyla ünlü bir tatil kasabasıdır. Gaspard, kız arkadaşı Lena'yla buluşmak için plaja gelir, ama onu beklerken başka iki genç kadının ilgisini çeker. Kendisi kaderin elinde oyuncak olduğunu iddia etse de, aslında karşısına çıkan aşk fırsatlarını kontrol etme kararlılığının giderek güçlendiğini görürüz. İki kadından da ilgisini esirgemeyen Gaspard, esprili ve eğitimli Margot'dan koruma, yol gösterme ve arkadaşlık beklerken bir yandan da disko kraliçesi ateşli Solene'le flört eder. Kadınların gönlünü kazanmak konusunda pek becerikli olmadığı gibi gerçekte ne istediğini de çok iyi bilmeyen Gaspard, kendisini çok zor bir duruma sokacak bir karar alarak -birkaç gün sonra durup dururken çıkagelen Lena da dahil olmak üzere- üç kadını birden Quessant gezisine davet eder.

institute français
iş birliğiyle

Kumsalda

Bay Hulot'nun Tatili

Kumsalda

Ne Sihirdir Ne Keramet

Kumsalda

Günaydın Hüzün

Kumsalda

Macera

Kumsalda

Venedik'te Ölüm

Kumsalda

Pauline Plajda

Kumsalda

Yaz Hikâyesi

Kumsalda

Sonsuzluk ve Bir Gün

Kumsalda

Lucía

Kumsalda

Kinetta

Kumsalda

Agnès'in Plajları

Kumsalda

Elly Hakkında

Kumsalda

Cennet: Aşk

Kumsalda

Mavi Dalga

Kumsalda

Bu Sahilde

Yaz Hikâyesi

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

ÇOK İŞ VAR YAPACAK <br>…lâkin zaman!

ÇOK İŞ VAR YAPACAK
…lâkin zaman!

Yitirilmiş bir dostun ardından ona, onun geride bıraktıklarına dönüp bakmak bugün bize ulaşanların izlerini sürerek ona dair, “eseri”ne dair bir şeyler yapmaya kalkışmak ne zor işmiş! Samih Rifat’ın, birbirimize seslendiğimizde kullandığımız unvanıyla “Samih Usta”nın fotoğrafları, filmleri, desenleri, çevirileri, şiirleri, kitapları ve defterleri etrafında, birlikte farklı kurumlarda mesai yaptığı arkadaşlarının çalıştığı Pera Müzesi’nde açılacak bir sergi ve başka bazı etkinlikler yapma  hazırlama sorumluluğunu üstlendiğimde doğrusu bu zorluğu sezmiş ama köklerinin ne denli derine inebileceğini tam olarak kavramamıştım. Birden fazla nedenle.

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”