Mavi Dalga

  • 10 Haziran 2018 / 16.00
  • 12 Temmuz 2018 / 19.00

Yönetmen: Zeynep Dadak, Merve Kayan
Oyuncular: Ayris Alptekin, Onur Saylak, Barış Hacıhan, Nazlı Bulum
Türkiye, Almanya, Hollanda, Yunanistan, 2013, 97', renkli, Türkçe; İngilizce altyazılı
 
Yaz boyunca görüşemeyen Deniz ve arkadaşlarının birbirlerine anlatacakları çok şey vardır. Son sınıftaki erkeklerin boyu ansızın uzamış, yeni albümler piyasaya çıkmış, Balıkesir’e doğalgaz gelmiştir. Anne babaları iş güç derdindeyken, Deniz ve arkadaşlarının üniversite tercihi konusunda kafaları hâlâ karışıktır. Kaya’yla yakınlaşıyor olsa da Deniz’in aklı hâlâ rehberlik hocası Fırat’tadır. Arkadaşlarına bunun “her zamanki gibi bir şey” olmadığını kanıtlamak ister. Deniz, arkadaşlarından ve ailesinden farklı bir hayatı düşler. Kimsenin duymadığı bir şarkı, umutsuz bir aşk, yalnızlık... İstanbul yerine Ankara, fen yerine sosyal bilimler… Başka bir dünya ama neresi?

zz
zz
xx
tt
tt
xx
başlık test
başlık test

deneme 

bold text

Kumsalda

Bay Hulot'nun Tatili

Kumsalda

Ne Sihirdir Ne Keramet

Kumsalda

Günaydın Hüzün

Kumsalda

Macera

Kumsalda

Venedik'te Ölüm

Kumsalda

Pauline Plajda

Kumsalda

Yaz Hikâyesi

Kumsalda

Sonsuzluk ve Bir Gün

Kumsalda

Lucía

Kumsalda

Kinetta

Kumsalda

Agnès'in Plajları

Kumsalda

Elly Hakkında

Kumsalda

Cennet: Aşk

Kumsalda

Mavi Dalga

Kumsalda

Bu Sahilde

Mavi Dalga

Geleceği Hatırlamak

Geleceği Hatırlamak

Bir koleksiyona veya arşive bakarak gelecek nasıl kurgulanabilir? Seramiğin dayanıklı yapısı onu hayal edebildiğimiz zamanın sonuna dek kalıcı kıldığından geleceğin nasıl hatırlanabileceğini bir seramik koleksiyonu aracılığıyla düşünmek zihin açıcı olabilir. Sergi kapsamında üretilen eserler, geçmişe dair önemli ipuçları taşıyan bir koleksiyonu taze bir perspektifle ele alma ve geleceği hatırlamaya dair bir adım atma potansiyeli taşıyor. 

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor! 

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.