Ay Işığı

  • 19 Mayıs 2017 / 20.00
  • 20 Mayıs 2017 / 16.00

Yönetmen: Barry Jenkins
Oyuncular: Alex R. Hibbert, Ashton Sanders, Trevante Rhodes,
Mahershala Ali, Naomie Harris, Janelle Monáe

ABD , 2016, 111’, renkli 
İngilizce; Türkçe altyazılı

Little, Chiron, Black; bir çocuk, bir ergen, bir yetişkin… Siyahi ve eşcinsel bir birey olarak geldiği dünyada yolu ve sınırlarının çoktan çizilmiş olduğunu bilse de kendi olmayı bir an unutmayan biri o. Bedenini, arzularını ve duygularını keşfetmeye çalıştıkça içinde fırtınalar kopuyor. Miami’de uyuşturucu çetelerinin egemenliğindeki mahallesinde yaşam, bağımlı annesi ve zorba akranları da hayatını pek kolaylaştırmıyor. Üç bölümde, zor bir hayatın üç evresini anlatan Ay Işığı, bağımsız sinemanın ve LGBT sinemasının zirvesiyle tanıştırıyor izleyiciyi. Barry Jenkins imzalı film, 8 daldaki Oscar adaylıklarını, En İyi Film dahil 3 dalda altına çevirmişti.

Büyüme Sancıları

Ay Işığı

Büyüme Sancıları

Atilla Marcel

Büyüme Sancıları

Balinanın Sırtında

Büyüme Sancıları

Rauf

Büyüme Sancıları

The Fits

Büyüme Sancıları

52 Salı

Büyüme Sancıları

Bir Kız

Büyüme Sancıları

Yaş 17

Büyüme Sancıları

Kimse Fark Etmiyor

Büyüme Sancıları

Frances Ha

Büyüme Sancıları

Tatil Kitabı

Ay Işığı

İstanbul: Öncesi & Sonrası

İstanbul: Öncesi & Sonrası

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndan seçtiğimiz, 1850’lerden 1980’lere tarihlenen İstanbul fotoğraflarındaki manzara ve mekanları, bu yerlerin günümüzdeki görünümleriyle birlikte sunuyoruz!

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

ÇOK İŞ VAR YAPACAK <br>…lâkin zaman!

ÇOK İŞ VAR YAPACAK
…lâkin zaman!

Yitirilmiş bir dostun ardından ona, onun geride bıraktıklarına dönüp bakmak bugün bize ulaşanların izlerini sürerek ona dair, “eseri”ne dair bir şeyler yapmaya kalkışmak ne zor işmiş! Samih Rifat’ın, birbirimize seslendiğimizde kullandığımız unvanıyla “Samih Usta”nın fotoğrafları, filmleri, desenleri, çevirileri, şiirleri, kitapları ve defterleri etrafında, birlikte farklı kurumlarda mesai yaptığı arkadaşlarının çalıştığı Pera Müzesi’nde açılacak bir sergi ve başka bazı etkinlikler yapma  hazırlama sorumluluğunu üstlendiğimde doğrusu bu zorluğu sezmiş ama köklerinin ne denli derine inebileceğini tam olarak kavramamıştım. Birden fazla nedenle.