Daas

  • 5 Aralık 2014 / 19.00
  • 17 Aralık 2014 / 19.00

Yönetmen: Adrian Panek
Oyuncular
: Andrzej Chyra, Mariusz Bonaszewski, Olgierd Lukaszewicz
Polonya
; 102’, 2011, renkli
Lehçe; Türkçe altyazıyla

Görsel açıdan çarpıcı bu dönem dramı 18. yüzyılda yaşamış Polonyalı bir gizemci olan ve kendisinin mesih olduğuna inanan Polonyalı mistik Jacob Frank’ın hayatını konu almaktadır. Frank’in benzersiz inancı Hıristiyanlık ve Museviliğin çeşitli unsurlarını bir araya getiriyordu, Frank ise insanları iyileştirip onlara ölümsüzlük bahşedebildiğini iddia ediyordu. Yahudi otoritelerinin Frank’i kafir ilan etmesinden sonra, uzun yıllar hapishanede kalmış, daha sonra ise Viyana’da yaşamak için Polonya’yı terk etmişti. Frank’in hayatına ve yaşadığı döneme dair entrika ve komployla dolu bu inceleme, Frank’in eski müridi Golinski ve Viyana sarayı müfettişi Klein’in gözünden anlatılıyor. Golinski Viyana’da Frank hakkındaki soruşturmanın başlamasına ön ayak olduğunda, Klein temel bir noktayı gözden kaçırmaktadır — Frank ve kızı Avusturya İmparatoru II. Joseph ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Her iki adam da, dikkatlerini “Frankçiler” dışında başka yönlere odaklamak durumunda kalır. Güç ve yozlaşma üzerine yapılmış bu pürüzsüz ve sade eser, yazar/yönetmen Adrian Panek’in başarı kazanan, ilk uzun metrajlı filmi.

Polonya Sinemasında Oryantalizm

Papusza

Polonya Sinemasında Oryantalizm

Usta

Polonya Sinemasında Oryantalizm

Daas

Daas

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

Rineke Dijkstra Bana Bak!

Rineke Dijkstra Bana Bak!

“Portre insanlık durumunun dışından ve de içinden bahseder, bir kişinin fiziği kadar psikolojisini de yansıtır –ya da yansıtmalıdır.”

Heykele Geçiş

Heykele Geçiş

Manolo Valdés’in resimleri, maddesel bir mevcudiyet arayışındayken, bu arayış onun heykellerinde daha da belirgindir. Her geçen yıl, bu alanda daha üretken hale gelir. Günümüzde heykel, sanatçının zamanının ve çabalarının büyük bir bölümünü kapsıyor.