Kalp Atışı Dakikada 120

  • 1 Aralık 2017 / 21.00

Yönetmen: Robin Campillo
Oyuncular: Nahuel Pérez Biscayart, Arnaud Valois, Adèle Haenel, Antoine Reinartz, Félix Maritaud, Médhi Touré
Fransa, 2017, 140', renkli 
Fransızca; Türkçe altyazılı
 

1990’ların başlarında Paris’te bir grup aktivist, HIV/AIDS tanısıyla yaşayan insanlar için bir savaş başlatıyor, uyuşuk devlet kurumlarının ve büyük ilaç şirketlerinin karşısına cesur ve müdahaleci eylemlerle dikiliyor. Bu organizasyon ACT UP’tı ve çoğu eşcinsel ve HIV-pozitif olan üyeleri, misyonlarına tam anlamıyla ölüm-kalım savaşı gibi sarılıyor. Toplantılar, gösteriler, sert tartışmalar ve çılgın dans partilerinin ortasında organizasyona yeni katılan Nathan, grubun radikal baş belası Sean’a aşık oluyor ve aktivistler bir açılım için savaşırken bu iki aşığın tutkusu, ölümün gölgesi önünde kıvılcımlar çıkarıyor.

Buradayım!<br>Dünya AIDS Günü

Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!

Buradayım!<br>Dünya AIDS Günü

Hayatta Kalmak İçin

Buradayım!<br>Dünya AIDS Günü

Kalp Atışı Dakikada 120

Buradayım!<br>Dünya AIDS Günü

Ev Yapımı: HIV / AIDS'e Karşılık Video Sanatı

Buradayım!<br>Dünya AIDS Günü

Alternatif Sonlar, Radikal Başlangıçlar

Kalp Atışı Dakikada 120

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”