Bu programdaki dört video; sanatın, bakımın, ailenin ve yuvanın kesişim noktalarını araştıran çalışmalar yaratmak için tüketici video teknolojisini ve “camcorder” dönemi estetiğini kullanan “ev videosu” kavramına odaklanıyor. Perşembe İnsanları’nda efsanevi film ve video yönetmeni George Kuchar, her zamanki içtenliği ve mizahıyla arkadaşı, sevgilisi, çalışma arkadaşı ve başka bir yeraltı sinema efsanesi olan yönetmen Curt McDowell’ın ölümünün ardından ağıt yakıyor. AIDS’le ilintili hastalıklardan ölümünü izleyen haftalarda arkadaşları ve ailesi McDowell’ı Mission District’teki eski evinde, “Suare” adını verdikleri toplantılarda her hafta anmaya başlıyor. Charlie Ahearn de kendi içten video portresini sunuyor, sanatçı Martin Wong’u, Lower East Side’daki dairesinde belgeliyor. Ahearn sanatçının “ev hali”ni gösteriyor – yalnızca dairesinde ve stüdyosunda değil, Wong’un resimlerinde unutulmaz bir biçimde tuvale aktardığı Lower East Side ve Chinatown mahallelerinde de çekiyor. Bizim Umurumuzda, Brooklyn AIDS Task Force ve sanat destekçisi organizasyonların desteklediği kayda değer bir “video destek grubu” olan WAVE tarafından yapılan kolektif bir film. Bakıcılar ve AIDS’le yaşayanların içten konuşmalarına yer veren bu video, HIV/AIDS ve video hakkında araştırmalar yapan yedi kadının altı ay boyunca gerçekleştirdiği toplantıların sonucunda ortaya çıktı. Şehirde Bir Yer: Evdeki Üç AIDS Hikayesi, 21. yüzyılda AIDS ile yaşarken sanatçıların ve aktivistlerin bakım, aile ve ‘ev’ fikrini nasıl genişlettiğine odaklanıyor. Catherine Saalfield’ın ifade ettiği gibi, “Ortaya çıkan sonuç, AIDS’in bakıcılara çıkardığı çok sayıda zorluğu belgeleyen ve HIV/AIDS hakkında yaygın pek çok efsanenin yanlışlığını gösteren ortak bir çalışma.” Bu yapıtlar bugün önemlerini hala koruyor – bazıları HIV/AIDS’le yaşamak konusunda hala var olan yanlış bilgilere meydan okuyor, bazılarıysa henüz bu kadar mutenalaştırılmamış bir New York ve San Francisco’da sanat yapmak hakkında bir fikir veriyor.
Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.
Bir koleksiyona veya arşive bakarak gelecek nasıl kurgulanabilir? Seramiğin dayanıklı yapısı onu hayal edebildiğimiz zamanın sonuna dek kalıcı kıldığından geleceğin nasıl hatırlanabileceğini bir seramik koleksiyonu aracılığıyla düşünmek zihin açıcı olabilir. Sergi kapsamında üretilen eserler, geçmişe dair önemli ipuçları taşıyan bir koleksiyonu taze bir perspektifle ele alma ve geleceği hatırlamaya dair bir adım atma potansiyeli taşıyor.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)