Yönetmen: Claire Denis
Oyuncular : Isabelle Huppert, Christopher Lambert, Isaach De Bankolé
Fransa 106’, 2009, renkli
Fransızca, Türkçe altyazıyla


Hareketli ve samimi dramalarıyla tanınan çağdaş Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden Claire Denis, Beyaz İnsan’da unutulmaz bir çatlak karakter ile karşımız çıkıyor. Isabelle Huppert’in vahşi bir anlatımla oynadığı Maria, tırmanan iş savaşa karşı ailesine ait dağılmakta olan kahve plantasyonlarından umutsuzca vaz geçmemeye çalışan Afrika’da yaşayan beyaz bir kadındır. Denis’nin nefes kesici görsel üslubunun damgasını vurduğu, seyircinin de şiddetli bir girdabın içine çekildiği Beyaz İnsan, Avrupa sömürgeciliğinin can çekişmesini sürükleyici bir biçimde canlandırırken kendi aklında kaybolmuş bir kadına da etkileyici bir bakış getirir.

Isabelle Huppert / SıraDişi

Kaçan Kurtulur – Hayat

Isabelle Huppert / SıraDişi

Sil Baştan

Isabelle Huppert / SıraDişi

Seremoni

Isabelle Huppert / SıraDişi

Isabelle Huppert:
Yaşam Boyu Oynamak

Isabelle Huppert / SıraDişi

Loulou

Isabelle Huppert / SıraDişi

Bir Kadın Meselesi

Isabelle Huppert / SıraDişi

Beyaz İnsan

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu <br>  Işın Beril Tetik

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu
Işın Beril Tetik

Ela bir yıl önce, yedi dakikalığına ölmüştü. Küçük kardeşinin parktaki kum havuzunun içinde neşeyle oyun oynayışını seyrederken gelmişti ölüm ona. Tüm dünyasını bembeyaz yakıcı bir ışıkla kaplayan ani bir ışıma, bir canavarın kükreyişini andıran zalim bir gümbürtü… 

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda bugüne kadar Pera Müzesi’nin ikinci katındaki sergilerde de yer almış iki çocuk portresi bulunmaktadır. 20. yüzyıl başlarında, 4 yıl arayla yapılmış bu resimlerdeki çocuklardan biri Sultan Abdülhamid’in oğullarından Şehzade Abdürrahim Efendi, diğeri ise Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı’dır.

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni, 1990’larda, kimlik inşası meselesine odaklanmaya başladı. Yala ve Sabunla isimli yapıtını, klasik heykel geleneğine uygun olarak, doğrudan kendi bedeninden aldığı kalıptan yola çıkarak yaptı. Bu büstleri sıra dışı kılan ise, sabun ve çikolata gibi tüketim maddelerinden yapılmış olmaları.