Kız Manken

  • 11 Ocak 2014 / 16.00
  • 18 Ocak 2014 / 16.00

Yönetmen: David Redmon & Ashley Sabin
ABD; 78’’, 2011, renkli
İngilizce; Türkçe altyazıyla

Film; Sibirya, Japonya ve ABD arasında, modellik endüstrisi içindeki karmaşık arz zincirini izliyor. Hikaye bir manken avcısı ve 13 yaşında bir mankenin gözünden anlatılıyor. Sibirya ve Tokyo arasında bariz benzerlikler olmasa da bu birbirinden uzak iki bölge, canlı bir modellik endüstrisi sayesinde birleşiyor. Kız Manken, bu endüstrinin iki aktörünü izliyor: Japon pazarına yeni yüzler göndermek için Sibirya kırsalını tarayan son derece ikircikli bir manken avcısı olan Ashley ve onun keşiflerinden biri olan, karlı bir kariyer vaadiyle Sibirya kırsalından sökülüp Tokyo’nun ortasına bırakılan 13 yaşındaki Nadya. Ashley ile Nadya ilk kez karşılaştıktan sonra birbirlerini ender olarak görüyor, ama hikayeleri birbirine son derece bağlı. Nadya, ailesini maddi zorluklardan kurtarabileceği hakkında giderek iyimserleşirken, onun bu hayalleri, Ashley’nin endüstrinin yıpratıcı etkisi hakkındaki daha gerçekçi bakışıyla tezat oluşturuyor.

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

GerçekHayatta

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Yaşadığım Ev

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kulak Ver

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kız Manken

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Tabloid

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Koşucular Kasabası

Kız Manken

Bulanık Hatıralar <br> Andra Ursuta

Bulanık Hatıralar
Andra Ursuta

Dışsal tarihsel gerçeklikler ile evin içsel mekânı arasında bir bağlantı vardır. Mimari, kişisel eşyalar, tasarım ve işlevsel düzenlemeler ve planlar: Tüm bunlar özgün kişisel tarihleri ve politik uğrakları yansıtır. 

Etel Adnan

Etel Adnan

1925 yılında Beyrut’ta dünyaya gelen Etel Adnan’ı anlatmaya tüm söyleşilerinde kendinden bahsederken kullandığı ilk cümleleri alıntılayarak başlamalı: “Annem İzmirli bir Rum. Babam Şamlı bir Osmanlı kurmay subayı.”

Biçimsel Arayışlar

Biçimsel Arayışlar

Anadolu’nun halk sanatlarından yansıyan görsel birikime yönelik yoğun ilgisiyle tanıdığımız Eyüboğlu’nun bu erken dönem nü’lerinde görülen renkli dekoratif unsurlar, ünlü Fransız ressam Henri Matisse’e duyduğu ilgiyle de beslenen bir Batı-Doğu sentezi arayışını hissettirir.