Krisha

  • 8 Mayıs 2019 / 19.00
  • 21 Mayıs 2019 / 19.00

Yönetmen: Trey Edward Shults
Oyuncular: Krisha Fairchild, Robyn Fairchild, Bill Wise, Chris Doubek, Trey Edward Shults
ABD, 2015, 83', renkli
İngilizce; Türkçe altyazılı 

Krisha, Şükran Günü yemeği için ailesinin toplandığı eve vardığında, sıcak karşılamaya rağmen havada gerginlik vardır. Krisha’nın kendisi de kaygılıdır. Belli ki aile buluşmalarından bir süredir uzak tutulan Krisha, şimdi bir süredir içkiden uzak durduğunu söylediği için yeniden kabul edilmektedir. Trey Edward Shults’un kendi aile bireylerine rol verdiği bu ilk filminde, alkol bağımlığını cüretkâr bir bakış ve hüzünlü bir mizahla ele alıyor. Yaratıcı kamera kullanımı, ses tasarımı ve doğal oyunculuklarıyla Krisha izleyiciyi, bir ailenin ‘doğrudan’ hikâye anlatıcıları ile tanıştırıyor ve çok içten bir ev hikâyesi paylaşıyor.

Hatıranın Peşinde

Maya Deren’in Aynası

Hatıranın Peşinde

Yeniden Sev Beni

Hatıranın Peşinde

Tek Başına Dans

Hatıranın Peşinde

Krisha

Hatıranın Peşinde

Matangi / Maya / M.I.A.

Hatıranın Peşinde

Aidiyet ve Yoldaşlık

Krisha

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Kenti kuzeyden güneye bölen, iki kıtayı ayıran, İstanbul’u batılı ressamlar için çok özel kılan Boğaz, batılı ressamlar için kentin en pitoresk görünümlerini sunar. Kimi zaman, örneğin Ziem’in resimlerinde olduğu gibi masalsı bir İstanbul atmosferi yaratırken en önemli unsurlardan biri Boğaz’dır. 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris). 

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.