Sudaki Bıçak

  • 1 Kasım 2014 / 14.00
  • 2 Kasım 2014 / 15.00

Yönetmen: Roman Polanski
Oyuncular
: Leon Niemczyk, Jolanta Umecka, Zygmunt Malanowicz
Polonya
, 94’, 1962, siyah-beyaz
Lehçe, Türkçe altyazıyla

Roman Polanski’nin ilk uzun metrajlı filmi, hala pek çok eleştirmen tarafından en iyi yapıtları arasında sayılan müthiş bir psikolojik gerilim. Hikayesi basit, ama karakterlerin duyguları ve eylemleri son derece ciddi sonuçlara yol açıyor. Hafta sonunda yat gezisine çıkan bir çifte genç bir otostopçu katılınca, iki adam arasında kadının ilgisini çekmek için psikolojik bir savaş başlıyor. Fırtına yüzünden küçük mürettebat grubu güverte altına sığınmak zorunda kalıyor ve gerilim giderek artıyor, doruğa ulaşıyor. Keskin diyaloglar ve acımasızca girişken bir kamera sayesinde Polanski; korku, aşağılanma, cinsellik ve saldırganlık üzerine rahatsız edici bir incelemeye imza atıyor. Bu çarpıcı ilk film sayesinde Polanski dünya çapında üne kavuştu, Time dergisine kapak oldu ve ilk Oscar adaylığını kazandı.

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Sudaki Bıçak

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Tiksinti

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Bozuk Düzen

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Rosemary'nin Bebeği

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Tess

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Roman Polanski: Aranan ve Arzulanan

Sudaki Bıçak

Kopyalıyorum Öyleyse Varım

Kopyalıyorum Öyleyse Varım

Yeni toplumsal ve ekonomik sistemler için alternatif modeller öneren SUPERFLEX’in işleri, enerji sistemleri, içecekler, heykeller, kopyalar, hipnoz seansları, altyapılar, resimler, fidanlıklar, sözleşmeler ya da tasarlanmış kamusal alanlar olarak karşınıza çıkabilir.

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Kenti kuzeyden güneye bölen, iki kıtayı ayıran, İstanbul’u batılı ressamlar için çok özel kılan Boğaz, batılı ressamlar için kentin en pitoresk görünümlerini sunar. Kimi zaman, örneğin Ziem’in resimlerinde olduğu gibi masalsı bir İstanbul atmosferi yaratırken en önemli unsurlardan biri Boğaz’dır. 

Yüz Yüze

Yüz Yüze

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.