Yedinci Kurşun

  • 3 Mayıs 2015 / 14.00
  • 6 Mayıs 2015 / 19.00

Yönetmen: Ali Hamroyev
SSCB, Özbekistan, 1972, 84’, renkli
Oyuncular: Suimenkul Chokmorov, Dilorom Kambarova, Bolot Bejshenaliyev, Talgat Nigmatulin, Melis Abzalov
Rusça; Türkçe altyazıyla

Sergio Leone’nin western filmleri Sovyetler Birliği’nde çok popülerdi ve çoğunlukla, 1920’lerde, Orta Asya’da İslamcı gelenekçilerle, komünist reformcuları karşı karşıya getiren “Basmacı Ayaklanması” sırasında geçen bir dizi “Kırmızı Western”e (diğer adıyla “Doğu Western’leri” ya da “Sovyet Eastern’leri”) ilham vermişti. Ortak senaryo yazarlığını Andrei Konchalovsky’nin yaptığı Yedinci Kurşun, adamları, Basmacı lideri Khairulla’nın tarafına geçen Kızıl Ordu subayı Maxumov’a odaklanıyor. Maxumov, gözü pek bir hareketle kendini ele geçirtir ve Khairulla’nın kalesine götürülmeyi sağlar. Burada, taraf değiştiren askerlerinin akıllarını ve kalplerini yeniden kazanmaya çalışır. Dikkat çekici bir belirsizlik içinde sunulan ideolojik savaşlara hızlı çatışmalar ve kovalamacalar eşlik eder.

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Beyaz, Beyaz Leylekler

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Bo Ba Bu

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Yedinci Kurşun

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Kuşları İzleyen Adam

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Fedai

Saklı Hazine<br/>Ali Hamroyev Filmleri

Seni Hatırlıyorum

Geleceği Hatırlamak

Geleceği Hatırlamak

Bir koleksiyona veya arşive bakarak gelecek nasıl kurgulanabilir? Seramiğin dayanıklı yapısı onu hayal edebildiğimiz zamanın sonuna dek kalıcı kıldığından geleceğin nasıl hatırlanabileceğini bir seramik koleksiyonu aracılığıyla düşünmek zihin açıcı olabilir. Sergi kapsamında üretilen eserler, geçmişe dair önemli ipuçları taşıyan bir koleksiyonu taze bir perspektifle ele alma ve geleceği hatırlamaya dair bir adım atma potansiyeli taşıyor. 

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor! 

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.