22 Aralık 2020 - 14 Mart 2021
Neredeyse kusursuz saydamlıktan tam matlığa kadar farklı özellikler taşıyan kristaller sanattan büyüye, teknolojiden şifacılığa pek çok alanda kullanılır. Bilim insanları, canlı olmasalar da kristallerin genellikle “büyüdüklerini” tarif etmiştir. Yaşayan pek çok organizma, kristal üretebilir. Eski kültürlerde kristaller ve mineraller duyuları olan varlıklar gibi görülmüş, canlı ve canlı olmayan, organik ve inorganik madde arasındaki geçirgen sınırlar için mükemmel bir metafor olmuştur. Kristalleri ve canlı maddelerini çıkış noktası olarak alan Kristal Berraklığı başlıklı sergi, sembolik kullanımların ötesine geçti. Sanatsal, küratöryel ve kurumsal çalışmaların üretim, sergileme ve geri dönüşüm süreçlerindeki çok çeşitli ilişkilerle sınırlı bir ekosistem yaratmayı hedefledi.
Kristal Berraklığı, katılan tüm sanatçılarla iş birliği içinde sürdürülebilir küratöryel pratikler ve ekoloji üzerine düşünmenin ötesinde sergi sürecinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik ilkeleri harekete geçiren metot ve araçlar kullandı: Yapıtların yerel ve iş birliğine dayalı üretimi, yaratıcı geri dönüşüm stratejileri ve tüm katılımcıların son derece az seyahat etmesi gibi.
Covid-19 pandemisinden önce tasarlanan proje, halihazırda sergi üretimi stratejik değişim modelleri geliştiriyordu. Kristallerin mükemmel olmayan, bozulmuş şeffaflıkları ve toprağın matlığı ile ilgilenen serginin, Covid öncesi dönemi iki kitaptan fikirlerle eleştirel olarak kesişti: Bruno Latour’un “Down to Earth” ve Byung-Chul Han’ın “Şeffaflık Toplumu”. Bugün herkes her şey hakkında bilgi edinebilir. Her şey—ve herkes—şeffaf, örtüsüz ve ifşa edilmiş durumdadır. Ne var ki şeffaflığın karanlık bir tarafı da vardır ve biz farkına bile varmadan matlığa dönüşebilir.
Fakat pandemi başta sorduğumuz pek çok soruyu değiştirdi ve dönüştürdü, bu da büyük ölçekte kamusal tartışmalara, yeni perspektiflere ve bakış açılarına yansıdı. Günün Covid şartlarında Kristal Berraklığı, kristallerin ışığında sanatçılara bu kavramlarla ve çevremizin bugünkü diğer değişimleriyle ilişkilenme imkânı tanıdı.
Elena Sorokina küratörlüğünde düzenlenen sergi, Sammy Baloji, Minia Biabiany, Katinka Bock, Bianca Bondi, Gaelle Choisne, Kıymet Daştan, Elmas Deniz, Sinem Dişli, Gluklya (Natalia Pershina-Yakimanskaya), Deniz Gül, Ilana Halperin, Gülsün Karamustafa, Yazan Khalili, Paul Maheke, Şener Özmen, İz Öztat, Hale Tenger, Güneş Terkol, Berkay Tuncay ve Adrien Vescovi’nin eserlerine yer verdi.
Eser Künyeleri
Kıymet Daştan
Unutma(ma)ktan Korkuyorum, 2019
Güneş Terkol
Mesafe Sözlüğü, 2020
Yazan Khalili
Medusa, 2020
İz Öztat
Söz Konusu Koşullarda Şaşkın İnceleme, 2020
Sammy Baloji
Maden alanı kazısı detayı #2, 2011
3 Boyutlu Gezin!
Neredeyse kusursuz saydamlıktan tam matlığa kadar farklı özelliklere sahip olabilen kristaller bilimden büyüye, teknolojiden şifacılığa pek çok alanda kullanılır. Bilim insanları, canlı olmasalar da kristallerin genellikle “büyüdüklerini” tarif eder. Yaşayan pek çok organizma kristal üretebilir.
aramızda hayat var (+şeffaflık) başlıklı kitap, Deniz Gül’ün Kristal Berraklığı sergisine cevabı ve katılımı olarak sanatçı tarafından yazıldı. Kitap, şeffaflığın bilimsel, ekolojik ve sanatsal anlamlarıyla ilgilenen teorik yaklaşımlarla diyalog halinde bugün dünyayı eleştirel bir biçimde düşünmek için yollar öneren denemeler örgüsü niteliğinde.
Şifa, büyü, hafıza, süreç, ekoloji, iş birliği, kontrol, insan doğa ilişkisi, internet kültürü, pandemi gibi birçok konuya değinen eserlerin yer aldığı Kristal Berraklığı sergisi sanatçılarından Sinem Dişli ve yönetmen Ahmet Turgut Yazman, Göbeklitepe kültürü ve bu kültürün Dişli’nin çalışmalarıyla ilişkisi üzerine sohbet edecekler.
Video
Pera Müzesi Öğrenme Programları, Kristal Berraklığı adlı sergiye paralel olarak genç ve yetişkinlere yönelik çevrimiçi sanatçı atölyeleri düzenliyor.
Pera Müzesi Öğrenme Programları, Kristal Berraklığı adlı sergiye paralel olarak öğretmenler ve okul gruplarına yönelik birbirinden renkli çevrimiçi atölyeler ve turlar düzenliyor.
Pera Öğrenme, 26 Ocak - 13 Şubat 2021 tarihleri arasında, Yarıyıl Tatili Öğrenme Programları kapsamında 4-12 yaş gruplarına yönelik Zoom Meeting uygulaması üzerinden gerçekleşecek etkinliklerde, rehber eşliğinde yapılan 3 boyutlu çevrimiçi sergi turundan sonra, sergiye yönelik çeşitli atölyeler düzenliyor.
Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu
Kedilerin Eski Mısır’da ilk kez evcilleştirilmelerinin üzerinden binlerce yıl geçmiş olsa da çekicilikleri giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanında çeşitli şehir efsaneleri yüzyıllardır alıp başını gitmekte: Avrupa’nın birkaç farklı bölgesinde, hamile bir kadının bir kediyi tutması ya da onu kucağında oturtması sakıncalı görülüyordu.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)