21 Haziran Cumartesi Ziyaret Saatleri: 10.00 - 19.00
Samih Rifat’ın üretiminde sıkça karşılaştığımız akışkanlık, rastlantı ve müdahale ilişkisi, atölyede hem malzemeyle deneysel bir bağ kurmaya hem de kişisel bir yorum alanı yaratmaya olanak tanıyor. Katılımcılar, mürekkebi farklı yüzeylere püskürtme, damlatma ve baskı gibi yöntemlerle uygulayarak Rifat’ın işlerinde gözlemlenen katmanlı ve duyumsal yüzey etkilerini kendi deneyimleriyle yeniden üretme şansı buluyor.
Atölyede katılımcılar yaratıcılıklarını bir araya getirerek 16 sayfalık benzersiz bir dergi oluşturuyor. Görsel ve metinsel üretim, dergi tasarımı, sayfalama ve konsept geliştirme gibi pek çok adım kolektif bir biçimde gerçekleştiriliyor. Tüm katılımcıların eserlerinden oluşan dergi profesyonel olarak dijitalize edilip, atölye sonunda katılımcılar ile paylaşılıyor.
1990’ların Chicago’sunda geçen Balık Tut, New Queer Cinema hareketinin zirvede olduğu dönemde, oldukça kısıtlı bir bütçeyle çekilmiş, 16mm gerilla tarzı bir film olarak öne çıkar.
Beş aydan uzun süren bir keşif gezisi sırasında çekilen film, yalnızca okyanusun zengin flora ve faunasını değil, aynı zamanda bu eşsiz ve artık kaybolmuş görüntülerin kayda geçirilmesini sağlayan teknik düzenekleri de belgeliyor.
Yayında Alistair Hicks’in Marcel Dzama’nın görsel dili ve ilham kaynaklarına değindiği küratör yazısı “Ortaklı Satranç: Akıl Almaz Hakikat”, Ulya Soley’in sanatçı ile Brooklyn New York’ta bulunan atölyesinde gerçekleştirdiği ve Civan Özkanoğlu’nun fotoğraflarıyla zenginleşen söyleşisi, ve Ezgi Bakçay’ın Dzama’nın eserlerinin sanat ve kültür tarihi bağlamında kavramlaştığı biçimleri ele aldığı “Rüyamda Uyandığımı Gördüm” yazısı yer alıyor
Sergiye eşlik eden yayında Serhan Ada’nın “Çok İş Var Yapacak, Lakin Zaman !” adlı ana metni, Esra Özdoğan’ın Samih Rifat’ın fotoğraflarına geniş bir bakış sunan “Samih Rifat: Yazarın Ölümünden Önce” başlıklı yazısı, Enis Batur’un şiirlerini değelendiren “Görmezden Gelinen Şairlerin Ozanı” yazısı ve Celal Üster’in Samih Rifat’ın çevirileri üzerine yazdığı “Yitik Güzelliklerin İzinde” yazısı yer alıyor.
Sergiye eşlik eden yayında Kinga Rózsa Hamvai’nin küratör metninin yanı sıra Kerem Ozan Bayraktar’ın başlığını Vera Molnár’ın sözlerinden alan “Düzeni seviyorum ama ona katlanamıyorum” adlı metni, Molnár’ın pratiğini algoritma sanatının tarihsel arka planıyla beraber ele alıyor.