Gençlik Ateşi
Polonya’dan Sevgilerle

10 - 27 Aralık 2014

Pera Film’in Gençlik Ateşi: Polonya’dan Sevgilerle programı Polonya’dan yeni, genç ve yetenekli yönetmenlerin çalışmalarından bir seçki sunuyor. 2008 ve 2013 yılları arasında çekilen bu filmler uluslararası film festivallerinde ödüller kazandı ve heyecanla karşılandılar. Bu seçkiye yön veren ana tema ise çoğunlukla değer sistemleri arasındaki kültürel çatışmaya odaklanıyor: Katoliklik karşısında ateizm, idealizmin karşısında sinizm, dayanışmanın karşısında vahşi kapitalizm vb. Hikayeler tarihi ve ahlaki tabuları yıkıyor ve demokrasinin anlamını sorguluyor, aynı zamanda suçluluk, günahlar, sömürü, adalet ve toplumsal dışlanma gibi konu ve sorunlara eğiliyorlar. Günümüz Polonyası’nın portresi şiddet, hırs ve yanlış yere odaklanmış değerler tarafından aşındırılan ekonomik bir olgu olarak sunuluyor. Filmlerden bazılarını ise bugünün modern Polonyası’nda hala var olmaya devam eden cinsiyetçi toplumsal tutumları açığa sermeye yönelik alışılmamış ve cesur girişimler olarak görmek mümkün. Genç nesil yönetmenlerin tartışmasız lideri ise Małgorzata Szumowska (d. 1973). Yönetmen, özellikle uç durumlar içerisinde kalmış kadınlara odaklanıyor. Yakın akrabaların yasını tutamamaya odaklanan önde gelen filmi Hayattan 33 Sahne Locarno Uluslararası Festivali’nde Özel Jüri Ödülü’nü almıştı. Bir diğer gelecek vadeden yönetmen, Yüzen Gökdelenler’in yönetmeni Tomasz Wasilewski Polonya’daki ilk eşcinsel temalı filmi yönetti (Karlove Vary’deki Batının Doğusu Ödülü sahibi). Listedeki en genç yönetmen ise Jan Komasa (d. 1981). Komasa ilk gösterimini Berlinale’de yapan duygusal ilk gençlik dramı İntihar Odası’nı yönetmişti.

Program kapsamında, Sen Tanrısın (You Are God) filminin yönetmeni Leszek Dawid ile bir söyleşi gerçekleştirilecek.

Etkinlik Polonya-Türkiye diplomatik ve kültürel ilişkilerin 600. yıldönümü kutlamalarını içeren 2014 kültür programı kapsamında düzenlenmektedir.

10 Aralık

19.00 Kedilerin Rahibe Teresa’sı

12 Aralık

21.00 Hayattan 33 Sahne

13 Aralık

14.00 Yüzen Gökdelenler

16.00 Hayat Çok Güzel

19.00 İz Bırakan

14 Aralık

14.00 Küçük Oyunlar

16.00 Hayattan 33 Sahne

18.00 Kedilerin Rahibe Teresa’sı

20 Aralık

15.00 Sen Tanrısın

19.00 İntihar Odası

21 Aralık

16.00 İntihar Odası

18.00 Hayat Çok Güzel

24 Aralık

19.00 Yüzen Gökdelenler

27 Aralık

14.00 İz Bırakan

16.00 Küçük Oyunlar

19.00 Sen Tanrısın

Sen Tanrısın

Sen Tanrısın

İntihar Odası

İntihar Odası

Kedilerin Rahibe Teresa’sı

Kedilerin Rahibe Teresa’sı

Yüzen Gökdelenler

Yüzen Gökdelenler

Hayat Çok Güzel

Hayat Çok Güzel

İz Bırakan

İz Bırakan

Küçük Oyunlar

Küçük Oyunlar

Hayattan 33 Sahne

Hayattan 33 Sahne

Gençlik Ateşi
Polonya’dan Sevgilerle

Gençlik Ateşi: Polonya’dan Sevgilerle programı Polonya’dan yeni, genç ve yetenekli yönetmenlerin çalışmalarından bir seçki sunuyor. Bu seçkiye yön veren ana tema ise çoğunlukla değer sistemleri arasındaki kültürel çatışmaya odaklanıyor: Katoliklik karşısında ateizm, idealizmin karşısında sinizm, dayanışmanın karşısında vahşi kapitalizm vb.

Polonya Sanatında Oryantalizm

Polonya sanatındaki oryantalist eğilimleri, resim, desen, tekstil ve grafik eserlerle gözler önüne seren geniş kapsamlı sergi Pera Müzesi’ndeydi.

Polonya Sanatında Oryantalizm

Kurum Kurum Galatasaray | Besim F. Dellaloğlu

Kurum Kurum Galatasaray | Besim F. Dellaloğlu

İstanbul tek bir şehir midir? Paris’in üniversitelerinin numaralandırılması gibi bir gün İstanbul da birkaç parçaya bölünüp numaralandırılır mı? Bunlar çok zor sorular! 

Bir Sanatçının Başarısı

Bir Sanatçının Başarısı

19. yüzyılın en özgün manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’i ağırlıyoruz. Sergi, öncelikli olarak 19. yüzyıl resmine damgasını vurmuş bir sanatçı olan ve çoğunlukla deniz ve kentin iç içe geçtiği İstanbul’u ve Venedik’i konu alan resimleriyle bilinen Ziem’i, tüm yönleriyle tanıtmayı amaçlıyor. Blogumuz üzerinden de sanatçıyı ve sergideki eserleri incelemeye devam ediyoruz. 

Nesnelerin Hafızası

Nesnelerin Hafızası

Hediyelik eşyaların kültürel tarihini ele aldığı kitabında Rolf Potts bu tür nesnelerin kişisel hikâyelerle anlam kazandığından bahseder: Nesneler sakladıkları hikâyelerle hatıralara dönüşür. Hatıraları dünyayı değerlendirmek için değil, kendi hikâyemizi anlatmak için toplarız.