Yönetmen: Amos Gitai
Oyuncular: Hippolyte Girardot, Jeanne Moreau, Dominique Blanc, Emmanuelle Devos Screenplay Dan Franck, Jérôme Clément
İsrail, Fransa, Almanya; 88’, 2008, renkli
Fransızca, Almanca; Türkçe altyazıyla
Günümüz Paris’i. Kırk yaşlarında bir adam olan Victor, Nazi işgali sırasında sürülen Fransız Yahudileri için yapılmış “Mur des Nems” anıtının önünde tek başına durmaktadır. Holokost kurbanlarının taşa oyulmuş adlarına bakarak derin düşüncelere dalmıştır. Paris, 20 yıl önce. Rivka, ıvır zıvırla, güzel antikalarla ve bir sürü anı nesnesiyle dolu bir dairede yaşamaktadır. Yaşlı kadın, oğlu için akşam yemeği hazırlıyordur. “Lyon Kasabı” olarak bilinen, Gestapo şefi ve terör birliği lideri Klaus Barbie, 1983’te Bolivya’dan Fransa’ya iade edilmiş; şimdi hem Yahudilerin sürgünü hem de insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle yargılanmaktadır. Mahkemenin açılış oturumu televizyondan yayınlanır. Rivka duygularını kontrol etmeye çalışsa da, hayatta kalmayı başarmış bir tanığın duruşmadaki sesini duyduğu anda, duygularına ket vuramaz olur. Bu sırada oğlu Victor da ofisinde, televizyondaki duruşmanın başlamasını izlemektedir. Victor’un masasının üstü, mektuplar ve ailesiyle ilgili belgelerle kaplıdır; bütün masaya dağılmış aile tarihini bir düzene sokmaya çalışıyordur. Kendini düşüncelerine o kadar kaptırmıştır ki sekreterinin sorularını bile duymuyor gibidir. Rivka’yla akşam yemeğinde, ana-oğulun birbirlerine ne kadar yakın olduğu iyice anlaşılır. Yine de o gün ikisini de derinden etkilemiş haberlerden konuşmazlar. Victor ne zaman konuyu Barbie’nin duruşmasına getirecek olsa, Rivka bir mazeret bulup sofradan kalkar.
Kahve o kadar uzun zamandır bizimle ki, onsuz bir sosyal yaşamı düşünmek güç. Hatta sanki onunla hiç tanışmasaydık da “Bu hayatta bir şey eksik ama adını koyamıyorum.” gibi bir hisse kapılırdık. Şakası bir yana, sizce nasıl oldu da kahve insanlık tarihinin farklı dönemlerinde hep kendine has bir yer edinmeyi ve gündelik yaşamımızda bu denli kök salmayı başardı?
Bilgisayarları beni kızdıran, güldüren dostlarım gibi görüyorum. Bu yüzden Behar’ın koca bir salonda dans ederek temizlik yapan robotlarını görünce, hem ıssız bir odada yalnız kaldıklarını görüp üzüldüm, hem de neşeyle dans etmelerinden keyiflerinin yerine olduğunu hissedip sevindim.
1998 yılında Ben Jakober ve Yannick Vu, Marcel Duchamp’ın Roue de Bicyclette adlı eserinin bir yeniden-yapımını gerçekleştirdiler. Duchamp’ın ilk “ready-made” eseri olarak kabul edilen Roue de Bicyclette, bisiklet tekerleği ve mutfak taburesinin, amacı olmayan bir makineye dönüştürülmesi.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 80 TL
İndirimli: 40 TL
Grup: 60 TL (toplu 10 bilet ve üstü)