Yemek ve Cesaret: İsimsiz Duygusallar

Yönetmen: Jean-Pierre Améris
Oyuncular: Benoît Poelvoorde, Isabelle Carré, Lorella Cravotta
Fransa, 80’, 2010, renkli
Fransızca, Türkçe altyazıyla

İsimsiz Duygusallar, kontrol altına alamadığı utangaçlığı yüzünden yeteneklerinin farkına varamayan çikolata ustası Angélique’in (Isabelle Carré) hikâyesini anlatır. İşi için uğraşıp didinen çikolatacı Jean-René de benzer bir durumdan, sıkılganlıktan şikayetçidir. Bu durum şirketini de tehdit ederken Angelique’i yeni satış görevlisi olarak işe alır. Patronuna ilgi duyduğunu fark eden Angelique şirketi kurtarmak için kimliğini gizleyerek yeni bir çikolata serisi geliştirmeye karar verir. Bu hoş komedide, şirketin geleceği söz konusuyken, Angelique ile Jean-Rene’nin kendilerini aşıp karşılıklı duygularını birbilerine açmaları gerekmektedir.

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Hayat: Çocuklarımız Bizi Suçlayacak

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Hayat: Bostanda Savaş ve Barış

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Hayat: Monsanto’nın Dünyası

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Cesaret: İsimsiz Duygusallar

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Cesaret: Bras’lar Arasında

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Cesaret: Pierre Gagnaire

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Cesaret: Sarayın Tadları

Tadı Damağında<br/>Yemek ve Sinema

Yemek ve Cesaret: Bir Tat Meselesi

Antalya’nın Yetiştirdiği Genç Sanatçılar

Antalya’nın Yetiştirdiği Genç Sanatçılar

Pera Müzesi Blog, N’olmuş? işbirliğiyle hazırlanan yazı dizisi devam ediyor. Kendilerini; “Bilindik N’olmuş? sorusunu her gün yeniden soruyor, karşımıza çıkan sayısız beklenmedik cevabı sizlerle paylaşıyoruz.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Kenti kuzeyden güneye bölen, iki kıtayı ayıran, İstanbul’u batılı ressamlar için çok özel kılan Boğaz, batılı ressamlar için kentin en pitoresk görünümlerini sunar. Kimi zaman, örneğin Ziem’in resimlerinde olduğu gibi masalsı bir İstanbul atmosferi yaratırken en önemli unsurlardan biri Boğaz’dır.