21 Mart Salı Ziyaret Saatleri: 10.00 - 19.00
“Kazandığın bir içgörü dünyada bir mekâna, bir kalışa, bir zaman geçirişe bağlı olmalı. Biraz dünya, koku, şekil ve renk içermeli. Bunlar, içgörüleri somutlaştırır. Çünkü içgüdüleri ileten şeyler olmalı. Mekân, zaman, hep olmalı. Hakikat zamansal ve mekânsaldır.
Ali Taptık ve Beste Kopuz yürütücülüğündeki iki günlük atölye, katılımcıları, değişen ve dönüşen kent yaşantısını arşiv ve bellek üzerinden düşünmeye çağırıyor. Sergide eserleri yer alan Ekin Özbiçer ve Erdem Varol’un katılımıyla gerçekleşen atölye, İstanbul fotoğrafları çekmeyi seven katılımcılarla birlikte bir kenti “görmenin” farklı yollarını araştırıyor.
İstanbul’un bugününe katmanlı ve yenilikçi bir bakış oluşturma umuduyla şekillenen, eş zamanlı deneyimlenen çeşitli İstanbullardan güncel görsel anlatıları bir araya getiren fotoğraf sergisi Zamane İstanbulları, Serdar Darendeliler ve Refik Akyüz’ün küratörlüğünde belli başlı temalar altında kentten kesitler sunuyor.
Louis I. Kahn, 1901 yılında, tüm yaşamını geçireceği, çalışacağı, âşık olacağı ve yaşama veda edeceği Philadelphia’dan uzakta, Rusya’nın Pärnu kentinde Yahudi bir aileye doğar. Beş yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika’ya göç ederler.
Kişisel olan birçok film vardır elbette, fakat Güneş Sonrası onlardan da daha şahsi bir hikâye. Kastetmek istediğim şey, ekranda karşınıza çıkacak 145.440 karede mevcut. Filmin kurgu olduğu su götürmez bir gerçek. Ne var ki içinde bana ait olan bir hakikat var; bana ait olan bir sevgi.
Gérôme, günümüzde Oryantalist sanat düşünüldüğünde, ilk akla gelen isimlerden biridir. Akademik resmin en ateşli savunucularından olan Gérôme, İzlenimcilik gibi modern akımlara karşı kişisel bir savaş yürütmüştür.
1 Mayıs 1906 tarihinde Paris Grand Palais’de açılan Salon sergisinde bir Osmanlı ressamının da eseri yer almıştı. Bu, Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” ismiyle tanınmış olan resmiydi. Serginin Ludovic Baschet direktörlüğünde yayınlanmış olan kataloğunun resim kısmında 1734 eser, heykel başlığı altındaysa 845 eser yer alıyordu.
Sergi kapsamında hazırlanan yayın, Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler tarafından yazılan küratör metninin yanı sıra, sanatçıların işlerinden ilhamla sergide değinilen konular hakkında çalışan, araştıran, düşünen veya kurmacalar yaratan 7 farklı akademisyen, araştırmacı ve edebiyatçının katalog için kaleme aldığı metinlerle zenginleşiyor.
Sergiye eşlik eden yayında küratör Alistair Hicks’in “Hiçbir Hikâye Tek Başına Hikâyeyi Anlatmaz” başlıklı metninin yanı sıra sanatçı Leylâ Gediz’in Rego’nun yapıtlarını kişisel bir perspektiften ele aldığı yazısı, Jan Dalley’nin Rego’nun Türk Hamamı başlıklı eserine odaklandığı metni ve Ben Eastham ile Helen Graham’ın Rego ile gerçekleştirdiği bir röportaj yer alıyor.
Cambridge’de açtığı ilk kişisel sergisini İstanbul, Ankara, Londra ve Edinburgh sergileri izlemiştir. Yıldız Moran, ışığı büyük bir ustalıkla kullanarak elde ettiği teknik başarısının ötesinde; ruhunu, aklını, kalbini yani kendini de katarak görüntünün izini derinleştirebilmiş bir fotoğrafçıdır.