Sen Dünyaya Gelmeden

  • 14 Ocak 2017 / 16.00
  • 21 Ocak 2017 / 14.00

Yönetmen: Sergio Castellitto
Oyuncular: Penélope Cruz, Emile Hirsch, Adnan Haskovic, Saadet Aksoy
İtalya, İspanya, 2012, 127’, renkli
İngilizce, İtalyanca, Boşnakça; Türkçe altyazılı 

Savaş sırasında Saraybosna’dan kaçan Gemma ve oğlu Pietro, on altı yıl sonra bu şehre yeniden dönerler. Yolculukları Gemma’nın acı ve yas dolu günlerini geri getirirken, Pietro’nun ise kökleri ve geçmişi hakkındaki gerçekleri öğrenmesiyle sonuçlanır. Gemma deli gibi aşık olduğu, Pietro’nun da babası olan Diego’yu savaş sırasında kaybetmiştir. İtalyan yönetmen Sergio Castellitto’nun imzasını taşıyan bu filmin başrollerini iki yıldız oyuncu, Penélope Cruz ve Emile Hirsch paylaşırken, Aska rolündeki Saadet Aksoy da performansıyla filmi etkileyici kılıyor. Oğluna savaşın acılarını anlatmak ve yıllardır saklamak zorunda kaldığı gerçekleri açıklamak isteyen bir annenin yolculuğu, sadece fiziksel bir yolculuk değil.

İstikamet → Balkanlar

Saraybosna’ya Hoşgeldiniz

İstikamet → Balkanlar

Umut Çiçekleri

İstikamet → Balkanlar

Şark Oyunları

İstikamet → Balkanlar

Güzel Bir Hayat Düşlerken

İstikamet → Balkanlar

Kan ve Aşk

İstikamet → Balkanlar

Charlie Countryman’ın Gerekli Ölümü

İstikamet → Balkanlar

Sen Dünyaya Gelmeden

İstikamet → Balkanlar

Keder

İstikamet → Balkanlar

Kayıp Kral

Sen Dünyaya Gelmeden

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Rineke Dijkstra Bana Bak!

Rineke Dijkstra Bana Bak!

“Portre insanlık durumunun dışından ve de içinden bahseder, bir kişinin fiziği kadar psikolojisini de yansıtır –ya da yansıtmalıdır.”

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”