Sinemanın Erken Döneminde Renk Fantezisi

Sinemanın erken döneminde renk seyirciyi daha da çok etkilemek amacıyla yeni bir unsur olarak kullanılmaktaydı. İlk başlarda elle uygulanan film renklendirme işlemi, gittikçe daha sofistike ve yarı-otomatikleşmiş bir hal alarak sesin devreye girmesiyle tamamen ortadan kalktı. Gerçekçi biçimde (moda görüntülerinde görüldüğü gibi) ya da tamamıyla hayal ürünü (masallar gibi) renklendirilmiş filmler siyah beyaz gösterildiklerinde, anlamlarını büyük ölçüde yitiriyorlar.

EYE Filmmuseum arşivinden alınan filmlerin gösterimlerine,sessiz film müzisyeni Stephen Horne canlı performansıyla, Mariann Lewinsky ise sunumla eşlik edecek.

Filmler:
Ouled-Nail Dansı
Altın Tutkusu
Paris’ten Son Moda
Çantalar Macar Nakışları – fragman
Jüpitere Yolculuk
Renk Fantezisi Tanıtım Filmi

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Pera Müzesi'nin 10. Yılı için 100 Yıllık Filmler: Renkli Sessizler

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Gerçek(üstü) Renkler

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Sinemanın Erken Döneminde Renk Fantezisi

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Bilge Nathan

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Diğerlerinden Farklı

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Osmanlı Görüntüleri Seçkisi

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Charlie Chaplin Kısaları

2. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri

Bir Hafta

Pera Müzesi’nde Bir Gece

Pera Müzesi’nde Bir Gece

Sanatçı Benoît Hamet, bu yıl 10. yaşını kutlayan Pera Müzesi’nin koleksiyonlarından öne çıkan eserleri yeniden yorumluyor. Hamet, hem gerçek hem kurgusal “tarihi” olaylara mizahi bir bakış sunuyor.

Viyana'dan Dönüş

Viyana'dan Dönüş

Józef Brandt, 17. yüzyıl Polonya’sına büyük ilgi duymuştur. En sevdiği temalar arasında savaş sahnelerinin yanı sıra muharebenin öncesi ve sonrasını ele alan gündelik yaşam sahneleri bulunmaktadır. 

18. ve 19. Yüzyıl Resimlerinde İstanbul’un Tarihi Yarımadası

18. ve 19. Yüzyıl Resimlerinde İstanbul’un Tarihi Yarımadası

19. yüzyıla kadar siyasi otoritenin merkezi Topkapı Sarayı, klasik Osmanlı ve Bizans mimarisinin görkemli örnekleriyle tüm imparatorluğun kalbi gibidir Tarihi Yarımada. Osmanlı İmparatorluğunu yakından tanımak isteyen her batılı, resimler yoluyla da olsa Tarihi Yarımada’yı görmelidir önce.