Yönetmen: Michelangelo Antonioni
Oyuncular: Lucia Bosé, Massimo Girotti, Ferdinando Sarmi
Italya,98’, 1950, siyah-beyaz
İtalyanca, Türkçe altyazıyla

Milano’nun donuk şehir manzarasını arka plan olarak kullanan, Bir Aşkın Öyküsü, sanayi sektöründe çalışan zengin bir adamın, genç karısı Paola’nın geçmişini araştırmak üzere özel detektif kiralamasını anlatıyor. Araştırmanın sonucunda Giudo adlı eski bir sevgili ortaya çıkar. Öte yandan, Guido ve Paola’nın, Guido’nun kız arkadaşının ölümünden sorumlu olma ihtimalleri de belirir. Guido ve Paola’nın ilişkisi tekrar alevlenir, fakat yeni konumu sebebiyle Paola’nın yalnızca aşka dayalı bir hayat sürdürme şansı yoktur... Antonioni’nin ilk uzun metraj filmi, James M. Cain ve film noir’dan ilham alır, fakat, Macera’dan 10 yıl önce bile, yönetmen odağını Postacı’dan uzağa, kendi zihnini meşgul eden konulara çevirmiştir. Yönetmenin olup bitenleri geriden izleyen kamerası ve sözde ilgisizliği açıktır. Antonioni, ihtiraslı bir aşk hikayesini, yüzer-gezer kaygı, kaçınılmaz yolsuzluk ve savaş sonrası sanayi toplumunda ihanet hikayesine dönüştürür.

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Bir Aşkın Öyküsü

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Kırmızı Çöl

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Zabriskie Noktası

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Bir Kadının Tanımlanması

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Macera

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Cinayeti Gördüm

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Oberwald’in Gizemi

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Kısalar

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”