Po Vadisi’nin İnsanları

1943, İtalya 9’
, siyah-beyaz , İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Po Nehri kıyısında yaşayan azimli balıkçıların yaşamlarına bir övgü niteliğindeki bu film, Antonioni’nin ilk filmidir ve doğa ve sakinleri arasındaki garip ilişkiyi şairane bir biçimde inceler. 1943 yılında tamamlanmış olmasına rağmen, post-prodüksiyon esnasında kayıtların önemli bir kısmının geçici bir süre için kayboluşu nedeniyle, filmin ancak 1947 yılında piyasaya çıkabilmesine neden olmuştur.

Sağlık Müdürlüğü

1948, İtalya , 8’, siyah-beyaz , İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Antonioni’nin ikinci filmi Roma da Sağlık Müdürlüğü çalışanlarının yaşamlarından bir günü belgeler ve öylesine kanıksanmış ki neredeyse görünmez olmuş, sınırdaki bir kültürü yansıtır. Yönetmenin, temizlik görevlilerinin bu dayanıklı varoluşlarını yansıtan lirik keşfi, hem ağırbaşlı hem de etkileyici olduğu gibi, sıradan gizem ve komedi anlarını da beyaz perdeye taşıyor.

Aşk Yalanları

1949, İtalya, 10’, siyah-beyaz, İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Fellini’nin Beyaz Şeyh filmine ilham veren bu film, fantastik fotoroman dünyasının dilini nefis bir biçimde inceler. Antonioni, İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalyan kültürünün vazgeçilmezlerinden açık saçık fotoğraflı karikatür romanların kahramanlarının yaşamlarından bir günü takip eder.

Batıl İnanç

1948, İtalya
, 9’, siyah-beyaz, İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Anarşik tören ve inançların şairane bir etnografisi olan Batıl İnanç, 20. yüzyıl İtalyan köylü sınıfının modern zaman öncesi halk kültürüne ait hayalgücünün inatçı kimliğini beyaz perdeye taşıyor.

India Kumbh Mela

1983, İtalya, Hindistan 9’
, renkli
Tıpkı Rossellini gibi, Antonioni de uzun bir süre boyunca Hindistan’a karşı ciddi bir hayranlık duydu. Bu hayranlık sonucunda 1977 yılında ülkenin en önemli Hindu festivali olan Kumbh Mela’yı, milyonlarca kişinin Ganj nehrinin Jamuna ve Saraswati nehirleriyle birleştiği noktada dua etmek için buluşmasını beyaz perdeye taşıdı.

Roma 90

1989, İtalya
, 9’, renkli
İtalyan başkenti Roma’nın sinematik portresi niteliğindeki bu kısa film, 1990 yılı Dünya Kupası sırasında işlev gören farklı mekanları yansıtan bir film serisinin parçasıydı.

Sicilya

1997, İtalya
, 11’, renkli , İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Antonioni'nin bu kısa filmi, beş farklı Sicilya manzarası üzerine sessiz bir meditasyon niteliğinde.

Michelangelo’nun Görünümü

2004, İtalya, 15’, renkli, İtalyanca, Türkçe altyazıyla
Michelangelo Antonioni’nin gerçek son filmi olma niteliğindeki bu film aynı zamanda, eşsiz bir biçimde insanların birbirleriyle iletişim kuramamasını irdeleyen usta bir sinemacının, baş karakterler olarak kendisini ve Roma’da yer alan Aziz Peter’in Büyük Kilisesi’ndeki, bir kriz sonucu tam anlamıyla 20 sene boyunca konuşma ve fiziksel hareket yetilerini kaybetmiş “cansız” heykelleri kullanması açısından önemli. Antonioni’nin kamerası durmaksızın heykellerin her bir ince detayını inceliyor ve bir heykelden diğerine geçerken zaman zaman bu iki ‘varlık’ arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor.

Antonioni Gözünden Antonioni

1978, İtalya, 22’, renkli, İtalyanca, Türkçe altyazıyla
1978 yılından bu az bilinen Antonioni röportajı, yönetmenin filmleri üzerine hazırlanan bir televizyon programı için yapılmış.

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Bir Aşkın Öyküsü

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Kırmızı Çöl

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Zabriskie Noktası

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Bir Kadının Tanımlanması

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Macera

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Cinayeti Gördüm

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Oberwald’in Gizemi

Antonioni - Sessizliğin Gürültüsü

Kısalar

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!

Sanatçı Benoît Hamet, bu yıl 10. yaşını kutlayan Pera Müzesi’nin koleksiyonlarından öne çıkan eserleri yeniden yorumluyor. Hamet, hem gerçek hem kurgusal “tarihi” olaylara mizahi bir bakış sunuyor.

 

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor! 

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.