Bir Konuşabilse...

  • 15 Mart 2024 / 19.00
  • 24 Mart 2024 / 15.00

Yönetmen: Sofia Coppola
Oyuncular: Scarlett Johansson, Bill Murray, Giovanni Ribisi, Anna Faris
ABD, Japonya, 2003, 102', DCP, renkli
İngilizce, Japonca, Almanca, Fransızca; Türkçe altyazılı 

2000’li yılların en çok ses getiren filmlerinden, Oscar ödüllü Bir Konuşabilse… evlerinden çok uzak bir şehirde yersiz yurtsuz hisseden iki Amerikalı arasında gelişen beklenmedik ilişkiyi ele alır. Tecrübeli oyuncu Bob, bir viski reklamında oynamak için Tokyo'ya gelmiştir, yeni evlenen genç Charlotte ise sürekli meşgul olan fotoğrafçı eşine eşlik etmek için buradadır. Tokyo'nun yabancı atmosferinde yolunu kaybeden iki karakter, otelde tesadüfen tanışır ve şehrin neon ışıkları altında birbirlerinin yalnızlıklarına ortak olur.

Tokyo, estetiği ve sinematografisiyle filmin görsel dilini büyük ölçüde etkilerken hikâyenin ana teması olan yabancılaşma ve bağlantı ihtiyacını vurgulayan bir mekan görevi de görür. Şehrin karmaşası, ışıltılı kalabalık sokakları, dil bariyeri ve kültürel yabancılaşma karakterlerin hem fiziksel hem de duygusal olarak kaybolmuş hissetmelerine neden olurken aynı zamanda, şehir Bob ve Charlotte'un birbirlerini bulmaları ve anlamlı bir bağ kurmaları için sürpriz bir kesişim noktasına dönüşür. 

Sonsuz Sokaklar

Transit

Sonsuz Sokaklar

Bir Konuşabilse...

Sonsuz Sokaklar

Oslo, 31 Ağustos

Sonsuz Sokaklar

Sokak Köpekleri

Sonsuz Sokaklar

Hasret

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor! 

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu.