Helidona’nın Çocukları

  • 23 Kasım 2023 / 15.30

Yönetmen: Costas Vrettakos
Oyuncular: Vassilis Diamantopoulos, Mary Hronopoulou, Mara Martika, Ilias Logothetis
Yunanistan, 1987, 118', DCP, renkli
Yunanca; Türkçe, İngilizce altyazılı

Dionysis Haritopoulos’un aynı adlı romanından uyarlanan film, bir televizyon belgeseli için Yunanistan kırsalındaki Helidona köyüne giden bir gazeteci ile yönetmeni odağına alıyor. Politik nedenlerle dağılmış bir ailenin yaşadıklarını araştıran ikili, İç Savaş’tan 80’lere uzanan trajik bir hikâyenin parçalarına ulaşıyor.

Yunanistan Sineması Günleri

Prova

Yunanistan Sineması Günleri

Rom

Yunanistan Sineması Günleri

Meteor ve Gölge

Yunanistan Sineması Günleri

Fournoi, Bir Kadın Toplumu

Yunanistan Sineması Günleri

Atina

Yunanistan Sineması Günleri

Megara

Yunanistan Sineması Günleri

Helidona’nın Çocukları

Yunanistan Sineması Günleri

Doxobus

Yunanistan Sineması Günleri

Yaralı Ağaç

Yunanistan Sineması Günleri

Theofilos

Yunanistan Sineması Günleri

Diğer Mektup

Yunanistan Sineması Günleri

Kumpanya

Yunanistan Sineması Günleri

Kısa Film Seçkisi

Yunanistan Sineması Günleri

Mutlu Gün

Yunanistan Sineması Günleri

Görüşürüz

Yunanistan Sineması Günleri

Byron: Şeytan İçin Bir Ezgi

İdeoloji

İdeoloji

Sergi, “Balkanlar” olarak bilinen bölge ülkelerinden farklı kuşaklardan sanatçı ve sanatçı gruplarına odaklanıyor ve bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları göz önünde bulundurulmaksızın bir doğa olayı üzerinden biçimleniyor.

Büyük Birader’i Çiftdüşünüyoruz! 1984′ten 11 Alıntı

Büyük Birader’i Çiftdüşünüyoruz! 1984′ten 11 Alıntı

Çiftdüşün Çiftgörü sergimiz George Orwell’ın 1984 romanında kullandığı “Çiftdüşün” kavramına bir göndermeyle isim buldu ve aralarında Tracey Emin, Marcel Dzama, Anselm Kiefer, Bruce Nauman, Raymond Pettibon ve Thomas Ruff gibi isimlerin yanı sıra Türk sanatçıların da yer aldığı seçki, çoğulcu düşünmenin izini sanat eserleri üzerinden sürdü.

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.