Ibiye Camp, 2020
5’58” 

Shirley’nin Ardında yüz tanıma sistemlerinin geliştirilmesinde ortaya çıkan sömürgeci anlatıları, film kimyasında koyu tenin nasıl hesaba katılmadığını ve şimdi de yüz tanıma yazılımlarınca koyu tenin nasıl görmezden gelindiğini araştırarak yapısöküme uğratıyor ve yeniden değerlendiriyor.

Fotoğrafçılıkta ten rengi için renk dengesi ayarlanırken referans olarak “Shirley kartları” kullanılırdı. Bu kartlar genelde açık renkli kıyafetler giymiş tek başına bir beyaz kadını ve mavi, yeşil ve kırmızıdan oluşan renkli kare blokları gösterirdi. Kimyasallar kırmızı, sarı ve kahverengi tonlarını bozardı, bu yüzden daha koyu tenli insanların fotoğrafları hatalı çıkardı. Mobilya ve çikolata üreticilerinin ahşap damarlarını ve çikolata çeşitlerini ayırt etmenin imkânsızlığı nedeniyle şikâyet etmeye başlamasına kadar kullanılan bu film geliştirilmedi. Bugün teknolojide hâlâ çoğunlukla açık ten rengi standart sayılır, yüz tanıma sistemleri bazen beyaz olmayan insanları kaydetmez.

Dijital görüntüleme teknolojisinde var olan algoritmik sapma insanların önyargılarına dayanıyor. Yapay zekâ üretmeye çalışırken kaçınılmaz şekilde insan zekâsını yeniden üretiyoruz. Yapay zekâ, bizim davranışlarımızı yansıtan ve genellikle de bunların olumsuz yönlerini güçlendiren veri havuzlarından örüntüler elde eder. Empati, içkin bakış açılarının daha fazla sorgulanması gereken yapay zekâ, veri kümeleri ve algoritmalar gibi alanlarda gittikçe daha fazla önem kazanıyor.

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Hamam

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Cura

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Karanlık Kökenler

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Bilinç Akışı / Hasankeyf Mağaraları

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Robo-kıyamet Manifestosu: Özgürlük için tekno-politikalar

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Shirley’nin Ardında

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

KAPS Adası’nda Parti

Empati Seansları <br> 5. İstanbul Tasarım Bienali

Dip Akıntısı

“Bedenim benim heykelimdir”  <br> Louise Bourgeois

“Bedenim benim heykelimdir”
Louise Bourgeois

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!

Varna Savaşı

Varna Savaşı

Stani̇sław Chlebowski 1864-1876 yılları arasında İstanbul’da Sultan Abdülaziz’in saray ressamı olarak çalıştı. Abdülaziz de sanatsal yeteneğe sahipti ve Chlebowski’nin yaratıcı sürecine aktif olarak katıldı.

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize.