Pera Müzesi Öğrenme Programları, Suna ve İnan Kıraç Vakfı koleksiyon sergilerine paralel olarak okul öncesi eğitim, temel eğitim ve lise öğrencileri ile huzurevleri ve özel eğitim kurumlarının yanı sıra farklı yaş gruplarından çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik, yaratıcı ve eğlenceli çevrimiçi/yüz yüze öğrenme programları düzenliyor.
28 Şubat
19.00 Yaratıcı Farkındalık ve Görsel Okuryazarlık: Bir Resmi Okumak
1 Mart
10.30 Asamblaj Atölyesi: Figürlü Tabaklar
13.30 Çivi Yazısıyla Geçmişten Mesaj
15 Mart
10.30 Seramik Hamuruyla Antik Ağırlıklar
13.30 Doğadaki Simetri: Kelebeğin Motifleri
21 Mart
19.00 Seramik Hamuru ile Zaman Ötesi Tasarımlar
28 Şubat
19.00 Yaratıcı Farkındalık ve Görsel Okuryazarlık: Bir Resmi Okumak
1 Mart
10.30 Asamblaj Atölyesi: Figürlü Tabaklar
13.30 Çivi Yazısıyla Geçmişten Mesaj
15 Mart
10.30 Seramik Hamuruyla Antik Ağırlıklar
13.30 Doğadaki Simetri: Kelebeğin Motifleri
21 Mart
19.00 Seramik Hamuru ile Zaman Ötesi Tasarımlar
22 Mart
10.30 Asamblaj Atölyesi: Figürlü Tabaklar
13.30 Kesişen Tablolar, Şeffaf Kolajlar
İlişkili Sergiler
Osmanlı, erken dönemlerinden itibaren Avrupa devletleriyle yoğun ilişkiler kurmuş, Batılılar için kimi zaman korkuyla karışık bir merakla yanı başlarındaki bu büyük askeri gücün ve siyasi otoritenin kaynağı olan devleti daha yakından tanıma ve anlama çabası politik bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Farklı kültürlerin bu karşılaşması kuşkusuz en kalıcı ürünlerini sanat alanında vermiştir.
“Sihirli Meyve” olarak Etiyopya’da keşfedilen ve 15. yüzyılda Yemen’den Osmanlı topraklarına ulaşan kahve, kısa zamanda yaygınlaşmış, itibarlı bir içecek olarak sarayda ve zengin evlerinde yerini almış, etrafında ritüeller şekillenmeye başlamış ve sosyal hayatın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Dünyayı bir avuç birimle ölçmeye çalışmak onu zihnen inşa edebilmeyi de beraberinde getirdi. Keşfin ölçüsü mitlere karıştıkça, ölçmek ve tartmak fiziksel bir deneyimin ötesinde bilimin, kâinatın ve bilinenin ötesini merak eden insanın, kendini ifade etme becerisinin önemli bir aracı oldu.
Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.
Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.
Çiftdüşün Çiftgörü sergimiz George Orwell’ın 1984 romanında kullandığı “Çiftdüşün” kavramına bir göndermeyle isim buldu ve aralarında Tracey Emin, Marcel Dzama, Anselm Kiefer, Bruce Nauman, Raymond Pettibon ve Thomas Ruff gibi isimlerin yanı sıra Türk sanatçıların da yer aldığı seçki, çoğulcu düşünmenin izini sanat eserleri üzerinden sürdü.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 300 TL
İndirimli: 150 TL
Grup: 200 TL (toplu 10 bilet ve üstü)